sen varsın

1K 123 38
                                    

hyunjin:
günaydın günaydın günaydııııın☀️
12.08
nasıl hissediyorsun🤔
umarım hasta olmamışsınıdr😔
12.28

jeongin:
günaydın bebeğim
yeni uyandım
13.57

hyunjin:
bu kadar uyunur mu ya😠

jeongin:
|haklıymışsın cidden hasta oldum
|vücudum dökülüyor
normalde bu kadar uyumam
ben de anlamadım

hyunjin:
yoksa hasta mı oldun🧐

jeongin:
hayır güzelim
iyiyim

hyunjin:
arıyorum sesini duyacağım

jeongin:
ne

jeongin şaşkınlıkla telefona bakarken bir anda karşısına çıkan çağrı ile gözlerini büyütmüştü. Birkaç kere öksürmüş ve sesini yerine getirmeye çalışmış, daha sonra derin bir nefes alarak cevaplandırmıştı aramayı.

"Jeonginnie~ tekrar günaydın!" Hyunjin'in enerjik sesiyle birlikte büyükçe gülümsemişti Jeongin.

"Günaydın güzelim ." Jeongin'in yeni uyandığından dolayı normalden daha kalın çıkan sesiyle birlikte Hyunjin, yutkunmuş ve dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Biraz da hastalığın etkisi vardı elbet, fakat o an Hyunjin farkında değildi bunun.

"Uzanıyor musun hâlâ?" Jeongin, Hyunjin'in sorusuyla birlikte akan burnunu çekmiş ve hırıltılı çıkan sesiyle konuşmuştu.

"Hmm, uyandığım gibi sana yazdım-" Cümlesinin sonuna doğru aniden çatallaşan sesiyle birlikte, öksürmüştü. "Hay..."

"Jeongin, hasta oldun değil mi?" Jeongin, yanaklarını şişirmişti. Burnunun tekrar akmasıyla birlikte komodine uzanmış ve çekmeceden peçete almıştı.

"Ah," Çarşaf hışırtısının arasında, inleme gibi duyulan ses ile Hyunjin, kendi tükürüğünde boğulmuştu ve gerginlikle öksürmüştü. Sabah sabah ne kadar sınanabilecekse o kadar sınanıyordu.

"Sana belli etmek istememiştim, endişelenirsin diye." Hyunjin'in yüzünde ufak bir tebessüm oluşurken, yanındaki yastığı kucağına çekmiş ve sıkıca sarılmıştı.

"Elbette endişeleneceğim! Chan hyung evde mi?" Jeongin kısaca düşünmüş, ardından olmadığını hatırlamıştı.

"Ders çalışmaya gidecekti kütüphaneye bugün, çıkmıştır çoktan." Hyunjin dudaklarını büzmüştü.

"Sınav senesi, doğru. Neyse, birkaç bir şey alıp size geleceğim. Bir saati bulmaz gelmem. Üşümüyorsun değil mi?" Kendi ateşi olup olmadığını anlayamayacağından dolayı bunu sormuştu Hyunjin, eğer üşüyor olsaydı ateşinin yüksek olma ihtimali daha çok olduğundan direkt eve gelecekti.

"Hayır bebeğim, üşümüyorum. Ayrıca bir şeyler almana gerek yok, sen gelsen yeter." Hyunjin yüzünde oluşan büyük gülümseyle birlikte dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Öyle miymiş?" Jeongin sırıtmıştı.

"Öyle Hyunjinnie, o yüzden çabuk gel." Hyunjin kıkırdamıştı.

"Tamam, yarım saate kapındayım! Kapatıyorum şimdi, öptüm." Jeongin'in sırıtması büyürken, dilini dudaklarının üzerinde gezdirmişti.

"Öp bakalım." Hyunjin hızla tekefonu kapatmış ve ayağa kalkmıştı. İlk birkaç saniye konuşmanın etkisiyle salak salak etrafa bakmış, daha sonra hızlıca hazırlanmaya koyulmuştu.

big dick boys, skzWhere stories live. Discover now