gece sohbeti, sabah zevki

698 55 6
                                    

Changbin'in, üstüne yattığı kolunun omzundan sarkan eliyle oynarken, sakin bir sesle konuşuyordu Seungmin.

"Geçen sene, ilk sevgili olduğumuz zaman bana gelip, arkadaşlarınız çok iyi anlaşacak, hatta sevgili olacaklar falan deselerdi çok fena gülerdim. Ama şimdi..." Dudaklarını büzmüştü Seungmin. Garip geliyordu her şeyin bu kadar güzel olması.

Changbin ile tekrar sevgiliydi, arkadaşları iyi anlaşıyordu ve hatta hepsini son zamanlarda, uzun zamandır görmediği kadar mutlu görüyordu.

"Cidden... ben seninle olmayı bile bir yerden sonra hayal gibi görmeye başlamıştım, şimdi arkadaşlarımız birlikte." Derin bir nefes almıştı Seungmin.

"Çocuklarını evlendirmiş anne gibi hissediyorum kendimi." Changbin kısıkça gülmüş ve Seungmin'in saçlarına bir öpücük bırakmıştı.

"Yenisini yaparız boş ver hayırsızları." Seungmin oynadığı ele bir tokat atmıştı, fakat aynı zamanda kıkırdamıştı. Kıkırdamasından sonra derin bir nefes almış ve oynadığı elin parmaklarına geçirmişti parmaklarını. Uzanmış ve dudaklarını Changbin'in yanağına bastırmıştı.

"Bugün yorgunum ama yarın tüm gün seninim Binnie." Changbin sırıtmış ve avuç içindeki eli sıkmıştı hafifçe.

"Çok güzel bir gün olacak desene." Seungmin hafifçe gülümsemişti.

"Bugün de çok güzeldi, bayağıdır böyle eğlenmemiştim." Onaylar bir mırıltıyla kafasını sallamıştı Changbin.

"En son sahilde bu kadar eğlenmiştim sanırım, sana kolyeni geri getirdiğim gün." Seungmin burukça gülümsemişti.

"O gün seni eve aldığım için gece ne kadar kendimle kavga ettim tahmin bile edemezsin." Changbin dudakalrını büzmüştü.

"Ben eve gittiğim gibi Chan'a mesaj atıp ağlamıştım." Seungmin kıkırdamıştı.

"Ben tüm arkadaşlarımdan gizlediğim için, kendi kendime yaşadım her şeyi." Changbin derin bir nefes almış ve yine kafasına bir öpücük bırakmıştı.

"Özür dilerim..." Seungmin dudaklarını büzmüştü.

"Başta senden dolayı olsa da, ayrıldıktan sonra kendi isteğimle söylememiştim. Hem sana karşı kötü bir tavır alıp söveceklerdi, hem de o dönem yine Lix'in ailesi gelmişti, Jisung'un babasıyla birkaç sorunu oluşmuştu derken, sıkıntılı bir dönemdi. Kendi aşk acımla boğmak istemedim onları. Yani özür dilemene gerek yok bebeğim." Changbin alt dudağını dişlemişti.

"Hep onların sorunlarını düşünüp kendini arka plana atıyorsun Minnie, yapma bunu. Onlar senin arkadaşın ve aranızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Evet, onların da hayatında sorunlar var ama eminim ki seni dinleyip sana yardım etmek isterler. Sen onları her zaman dinliyorsun, biliyorum bunları karşılık beklediğin için yapmıyorsun ama bu şekilde arkadaşlarınla aranda camdan da olsa bir duvar var gibi olur ve bir yerden sonra bu sana yük olmaya başlar." Seungmin dudaklarını birbirine bastırmış ve derin bir nefes almıştı.

"Haklısın... ama, bilmiyorum."

"Mesela, davetiye mevzusundan bahsettin mi sizinkilere?"

"Ay düğün haftaya bu arada, gitmesek bir şey olmaz ama içimde kalmasını istemiyorum yapacaklarımın. Unutmayalım." Changbin kafasını onaylamazca sallamıştı.

Seungmin ile bunu daha bugün konuşmulşardı, şu an konuyu değiştirmeye çalıştığı aşikardı.

"Bahsetmedin değil mi?" Seungmin yanaklarını şişirmiş ve kafasını sallamıştı.

big dick boys, skzWhere stories live. Discover now