UMMAN

4.1K 290 122
                                    




Selam canlarımm... Sonunda çok uzun zamandır kafamda olan satırları buraya yazabiliyorum. Çok çok heyecanlayım... Okyanuslar, denizler, zifiri sular benim her zaman ilgimi çeken sonsuz gizem evleriydi. Sonra bir gün düştü kafama, herkesin korktuğu zifiri sular birilerinin evi olursa ne olur?
İşte buradayız. Muhafızlarımız, halkımız ve gizemlerimiz ile...

Sizden bir iki isteğim var, öncelikle fantastik kitaplar birbiri ile benzer konularda yazılabilir. Güçler aynı olabilir, taht kavgaları, savaşlar... Bunlar çoğu kitapta işlenebilir şeyler. Önemli olan; karakterler, kitabın ruhu, işleniştir... Lütfen okurken, şu kitaba benziyor, gibi yorumlardan kaçının. Benzer unsurlar olması kesinlikle normal ama olay, "çalmaya" kadar büyürse tüm yazma şevkimi kaybetmekten korkuyorum.

Azıcık olsun kafamız dağılsın ve başka evrenlere gidelim diye yazdığım bu kurguyu umarım beğenirsiniz.

Çok konuştum, sizleri çok seviyorum...

Ne kadar çok yorum yaparsanız, yorumlarınızı okuyup o kadar çok yazma isteğiyle taşarım... Lütfen güzel düşüncelerinizi, hatta eleştirilerinizi benden esirgemeyin.

keyifli okumalar <3

The Strangest Things- Radical Face🎧

ufak bir tanıtım videosu bıraktım, kalite düşerse tiktoktan ya da instagramdan izleyebilirsiniz💘

tt/ insta: paragonahope


🧜🏻‍♀️ 🪷

Zifiri karanlığın sulardan fışkırıp karaya taştığı o gece okyanus belki de en asi halindeyken, dalgalar kıyıları aşıp evlere saldırıyorken herkes nefeslerini tutmuştu. Olası bir fırtına hakkında kimse halkı uyarmamıştı. Sahil kenarlarında yaşayanlar evlerini korku ile boşaltırken sulardan gelen bu korkunç seslere kimse anlam verememişti. Alabora olan gemiler okyanusun ortasında ters dönmüş yüzerken şehir merkezinden yükselen acı dolu çığlıklar denizde boğulanlar içindi. O zifiri karanlık gecede okyanus taşmış ve yasını dillendirmişti.

O gece, okyanus halkı kendi içinde verdiği savaşı kaybetmişti. İsyancılar kazanmıştı. Bunun getirilerini ise yalnızca okyanusun içinde yaşayanlar değil, karada yaşayanlar da çekmişti. Çünkü eğer okyanus kızarsa, geriye sağlam kalan hiçbir şey olmazdı.

Sudan zorlukla çıkan iki beden dehşet içinde karada oluşan tahribatı izlerken kollarında tuttuğu bebekle daha fazla dayanamayan kadın ağlamaya başladı. Talay halkının kraliçesi ilk defa gözyaşlarına hakim olamıyordu. Bu, tarih kitaplarının yazması gereken bir olaydı. Zira, Zifiriler kolay kolay ağlayamazdı. Onlar, deniz kızlarının soyundan gelenlerdi. Herkes bilirdi ki, deniz kızlarının bir damla gözyaşı bile bir insanı diriltecek kadar güçlüydü. Kucağındaki bebeği ve onun hiçbir şey anlamamasına rağmen şaşkınca bakan siyah iri gözleri, kadını darmaduman ediyordu.

"Güzel kızım benim." Dedi kadın bebeğini belki de son kez derince koklarken. Onun kokusu, okyanusun en karanlık köşesinde olmasına rağmen yeryüzünde en güzel kokan çiçekti.

O, Elisti.

Okyanustan gelen ve gelmeden önce devasa bir gürültü çıkaran fırtına dalgası; Kıyıda sırılsıklam bir şekilde bebeğe bakan iki kişinin üzerine düşmek üzereydi ki, bunu önceden fark eden genç adam iki parmağını suya doğru savurarak devasa dalgayı havada tuttu.

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now