18-FEDAKAR ACILAR

1.1K 192 118
                                    

Selam canlarımm!

Zifiri sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar 🌺

Evgeny Grinko- Serenade 🎧

>⁠.⁠<
Aşağı satıra inmeden yıldıza bastık mıı??
>⁠.⁠<

🧜‍♀️

Her şey saniyenin onda biri kadar kısa bir sürede oldu. Herkes çığlık çığlığa kaçışırken Hazer gerilmiş bedenini bize doğru döndürdü ve durum değerlendirmesi yaptı. Ne olursa olsun okyanusun baş muhafızı olduğunu ve buradaki herkesin ondan emir beklediğini biliyordu. Gözleri hızla benimle şato arasında gidip gelirken tek avucunu açmış ve hazırda tutmaya başlamıştı bile.

Hemen arkasında durmuş ve herkesin korkulu rüyası haline gelen canlılara bakmak için zorladım kendimi. Durdukları suyun içinde kuyruklarını sallıyorlar ve kendilerinden bile büyük dişleri ile sanki bana doğru bakıyorlardı. Piranalara benziyorlardı ama çok daha büyük ve korkutuculardı.

Renkleri siyahtı ama dişleri kıpkırmızıydı. Bunun sebebini sorgulamak bile istemedim ama o an başka bir şey dikkatimi çekti.

Gözleri de kırmızıydı. Bakışlarım en öndeki Pira'nın gözlerine kitlenmişken olduğum yerde hareket bile edemedim. Sanki o bana, ben ona bakarken tüm zaman durmuş ve bu hayvanla bir kafese kapatılmıştım.

"Bakmayın!" diye bağırdı biri. Sesler bile arka plandan geliyordu artık. "Gözlerine bakmayın!"

Bakıyordum. Hatta, tüm hayatım boyunca hiç böyle bir şey görmemiş gibi bakıyordum gözlerine. Ardından etraftaki hareketlilik bir şekilde daha da arttı. Bağrışlar ve uğultular birer girdap gibi etrafımda dönmeye başladı.

"Kansu ve Milda, herkesi kendi bölgesine gönderin hemen!" Hazer'in gür sesi tüm sesleri bastırdı. "Behir, Elis'i götür!"

"Elis nerede?" diye bağırdı Behir de.

Buradaydım. Beni görmüyorlar mıydı?

Kitlenmiş bir şekilde kırmızı gözlere bakıyordum. Onlar da bana bakıyordu. Hareket etmiyor ve bana bakıyorlardı. Hazer'in kısık sesli küfürlerini duydum önce. Saniyeler sonra ise hareketlilik azaldı. "Hayır!" dedi baş muhafız korkuyla. Ardından tam karşıma, kızıl gözler ile arama girdi büyük bedeni. "Bana bak, benim gözlerime bak." Elleri telaşla bedenimi sarstı. O kızıl gözler bakış açımdan çıkmıştı ama hala hareket edemediğimi hissedebiliyordum. "Elis!" diye bağırdı yeniden. "Bana bak, kendine gel!"

Onu duyabilsem de tepki veremeden dalmış gibi aynı yere bakmaktan vazgeçemedim. Ta ki, gür sesini zihnimin içinde duyana kadar. "Benim gözlerime bak, hadi deniz kızım. Bana bak..." Bir anda irkilerek kafamı salladığımda sanki üzerimden bir yük kalkmış gibi omuzlarım gevşedi.

Omuzlarımdaki ellerin sahibi de derin bir nefesi benimle beraber bırakırken kısa bir an rahatlamayla gözlerini yummuştu. "Behir!" diye bağırdı beni kolumdan tutup hızla ilerletirken.

Girdiğim şoktan çıkıp da hiçbir şeye tepki veremeden yalnızca beni yönetmesine izin verdim. Hazer'in kolunu fark etmeden o kadar sıkmıştım ki bir şey olduğunu sanıp duraksadı ve yeniden yüzüme baktı. Umur ve askerleri ellerinde kılıçlarla araya dizildiklerinde gözlerimi ondan çektim ve yeniden karşımdaki manzaraya baktım.

Yüz'e yakın Pira suyun içinde bize bakarken hiçbiri hareket etmiyordu. Hemen karşılarında ise balıklara bakamasa da o hizaya bakan Ülfer ve Milda, onların arkasında ise ip gibi dizilen Umur ve askerleri avardı. Gözlerim nedensizce az önce burada olan Aral ve Yaverini aradı ama onları görememiştim.

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİOnde as histórias ganham vida. Descobre agora