4-VARLIK VE YOKLUK ARAFI

1.9K 238 70
                                    




SYML- Fear of the water

Gecikme için çok üzgünüm... Zifiri sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar🪷

🧜🏻‍♀️

Yirmi bir yıllık hayatımda anlam veremediğim o kadar çok şey olmuştu ki, bir süreden sonra insanlara anormal gelen olayların hepsi benim hayatımın normal bir parçası gibiydi. Dikkat etmemiştim, belki de umursamamıştım. Zihnim bunların hepsine birer kılıf uydurup beni yatıştırırken, beynim hepsini bir kutuya koymuş ve bugünlerde bana hatırlatmak için saklamıştı.

Ne demiştik, beyin ile zihnin bitmek bilmez savaşı...

Eskiden umursamadığım her şey, kafamdan bir film şeridi gibi geçmeye başladı.

Altı yaşında, beslemek için aldığım akvaryum balıkları; beni her gördüklerinde öleceklerini bilerek neden cama doğru yüzmüşlerdi?

Ya da ilkokuldaki hayvanat bahçesi gezisindeki fok balıkları, neden beni gördükleri gibi onlardan çıkamayacak kadar kuvvetli sesler çıkarmıştı?

Ben, yürümeden önce yüzmeyi nasıl öğrenmiştim?

Kafamda duyduğum sesler, gördüğüm görüntüler, okyanusta hissettiğim onca şey... Her zaman, her yerde işaretler vardı. Yalnızca ben görmeyi reddetmiştim.

Normal olmayan bir şeyler vardı. Normal olmayan şeyler, benimle ilgiliydi. Gerçekçi bir insandım ama aptal değildim. Ait olmadığım bir yerde çabaladığımı anlayacak kadar kendimi tanıyordum. Hissettiğim eksiklik yüzünden artık kalbimin ağrıdığını biliyordum. Bir gün beni tamamen delirtecek kadar ilerleyeceğini hissedebiliyordum.

"Boğulmamış." Dedi nefes nefese bir ses. "Ölmemiş, boğulmamış." Sesinden anlayabildiğim en net şey endişe ve korkuydu ama sanki korkunun en alasını ben tüm hücrelerimde hala yaşıyordum.

Hayır, boğulmuştum.

Gözlerimi aralayamayacak kadar bitkindim ama sesleri işitebilecek kadar kendimdeydim. Vücudumun, tenime batacak kadar sert ama canımı yakmayacak kadar yumuşak olan kumlarda yattığını anladım.

En son hatırladığım tek şey, Göktuğ'nun beni boğmaya çalışmasıydı.

"Çok su yutmuş bu yüzden bilincini kaybetmiş olmalı." Bu sesi de anımsıyordum, o kızdı. Daha önce onun yanında çok kez duyduğum o kız.

Kızı duymamış gibi yeniden, "Boğulmamış." Diye fısıldadı onun sesi. Yakından geliyordu, hemen yanı başımda. Sanki tek derdi, boğulmammış gibi telaşlıydı. Boğulmak, beni onun kadar korkutmuyordu.

Bu sefer bakacaktım ona.

Yüzünü görecektim, gerçek olduğunu görecektim.

"Bu sefer de ucu ucuna yetiştin ona." Kızın sesi çekiniyormuş gibi kısıldı. "Ama her zaman böyle şanslı olmayabilir. Artık kendine hakim olamıyor, daha fazla çekilecek okyanusa."

"Biraz daha beklemesi lazım." Dedi bana yaklaşan kalın sesi. Bu sefer aradığım dinginlik yoktu sesinde. Biraz öfke, biraz da tahammülsüzlük vardı sanki. Tuzlu suyun birbirine yapıştırdığı kirpiklerimi aralamak için deli gibi çabaladım ama hareket bile edemedim.

"Zamanı kalmadı, Aral tahta geçince çok daha fazla güç kazanacak. Ay tutulmasına kadar onun okyanusa dönmesi lazım..." Hiçbir şey anlamıyordum. Bilincim kapalıyken duyduğum aptal seslerden biri, diyerek kendimi kandırmak için her şeyi yapardım ama hissettiğim her şey bu kadar gerçekken bunu nasıl yapabilirdim ki?

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin