21-YEMİN MÜHRÜ'NÜN İZİ

1.2K 178 140
                                    

Selam! Zifiri sulara keyifli yolculuklar, iyi okumalar🌸

Teya Dora- Dzanum

Oy vermeyi unutmayınn😚

🧜🏻‍♀️

(Kara zamanına göre, 18 yıl önce)

Genç muhafız hırsla eline gelen bardağı yere fırlattı. Sinirle ellerini saçlarına geçirirken hissettiği öfke yüzünden boynunda beliren damarlar bile bunu kanıtlar nitelikteydi. Üzerindeki uzun deri ceketi hırsla çekiştirirken açılan kapı bile onu durdurmamıştı.

"Hazer!" dedi Ülfer içeriye girip baş muhafızı omuzlarından tutarken. "Sakin ol."

"Çık dışarı!" diye bağırdı baş muhafız sinirle. Sesi tüm koridorda yankılanmış ve duyan herkesin hızla uzaklaşmasını sağlamıştı.

"Ne oldu?" diye bağırdı Ülfer de dayanamayarak. "Safkanlardan iz bulmuştun. Kayan ve Erkini bu sefer bulduğunu söylemiştin! Ne gördün de bu kadar sinirlendin?"

Hazer bir anda arkasını döndüğünde ateş saçan bakışları Ülfer'i bulmuştu. Öfkeden titreyen yumruğunu sertçe masaya geçiren baş muhafız, yaşı daha genç olmasına rağmen şimdiden tüm okyanusun yükünü sırtlanmıştı. "Ölmüş!" diye bağırdı. "Kayan ölmüş! Umman, varlık ve yokluk arafının kapılarını açmak ve Sirenayı hapsetmek için mühürlendiği Zifiriden vazgeçmiş. Kayan'ı, arafın kapılarını açmak için feda etmiş!"

Ülfer duyduğu şey ile irkildiğinde odada buz gibi bir rüzgar dolaştı.

Okyanus ağır bedelleri her zaman severdi.

"Er-Erkin?" diye sorabildi Ülfer zorlukla. En soğukkanlı muhafız olmasına rağmen o bile kekelemişti kelimeyi dillendirirken.

Hazer unutmak ister gibi yeniden kafasını iki yana salladı.

"Kayan Umman'ı, Kamerden olan Coral bir kadın ile aldatmış." Cümleyi kurarken yüzü buruştu genç muhafızın. "Kadın hamile. Erkin'i bulmuş ve yardım istemiş. Grilerin bebeği öldüreceğini düşünüyor, bebeğin cinsiyeti kızmış."

Ülfer hızla araya girdi. "Neredeler, burada onları koruyabiliriz. Sirena gittikten sonra grileri bastırdık, Talay'da artık tehlike yok. Erkin taht'a geçmeli. Okyanusu yönetebilecek tek Zifiri safkan o."

Hazer öfkeyle başını salladı. Dudaklarından dökülen öfkeli bir gülüş ile siyah gözleri kısılmıştı. "Gelmiyor." Dedi emrindeki muhafıza. "Ummanı da, Kayan'ı da kaybettikten sonra bir daha Talay'a gelmeyeceğini söylüyor. Kıza bakacakmış, babasının emanetiymiş..." Hazer yeniden inanmazmış gibi kafasını salladı.

Aklındaki tek şey belliydi. Kendi elleri ile karaya bıraktığı mucize bebek aklından bir kere bile çıkmamıştı ki...

Ülfer de beklenen o soruyu sormuştu. "Peki ya kız kardeşi. O da öz kardeşi, hem de karada tek başına. Eğer Erkin Talay'a gelirse kızı da Talay da büyütebiliriz. Onu burada koruruz."

Hazer üzerindeki ceketi çıkarıp attığında öfkesi yavaş yavaş hayal kırıklığına evrilmişti. "Erkin umurumda bile değil. Eğer mümkün olsaydı Elis'i Talay'a getirecektim ama mühür yapıldı. Yirmi sene sonra mühür etkisini kaybetmeye başlayacak. O zaman ancak okyanusa dönebilir. Mührün aşamalarını kırmadan burada yaşaması imkansız artık."

"Peki ya o zamana kadar?" diye sordu Ülfer kaşlarını çatıp.

"O zaman kadar okyanusu biz yöneteceğiz."

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now