2-SONSUZLUKTAN VURAN IŞIK

2.1K 243 66
                                    




Selam canlarım! Zifiri sulara iyi yolculuklar , keyifli okumalar

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum... Her yeri deniz kızı ile doldurun...🧜🏻‍♀️🪷

The Neighbourd- Afraid

Parmades- Özgürce Ağlasam

🧜🏻‍♀️

Bir şey eksik. Hep, her zaman... Boşluğunu hiçbir şey ile dolduramadığım bir eksiklik, kendimi bildim bileli içimde. Ne olduğunu çok aradım, çok düşündüm. Aile, arkadaş, sevgili... Hiçbiri içimdeki anlamsız boşluğu dolduramadığı gibi daha da körükledi.

Sadece bir an, kendimi okyanusa atıp kapalı gözlerimle hiçbir şeyi düşünmeden yüzerken o boşluğun bir an olsun azaldığını hissediyordum. Belki de bu yüzdendi her boş zamanımda kendimi derin sulara atmam. Eskiden bu boşluk için hep, beni bir çöp gibi kapı önüne bırakıp giden insanları suçlardım. İçimdeki boşluğu onların açtığını düşünürdüm. Ne amansız bir yanılgı...

Şimdi o boşluğun daha da büyüdüğünü ve beni yavaş yavaş tükettiğini hissedebiliyorum. Ben de yanlış giden bir şeyler var. Canımı sürekli yakan bir şeyler...

Sanki birilerinin acısını, sürekli içimde yaşıyordum.

Nilay'ın destek vermek ister gibi sıktığı elimi yavaşça elinden çektim. Dün gece beni okyanusun önünde çığlık çığlığa bağırırken bulmuş ve geçirdiğim ufak çaplı sinir harbi için hayli telaşlanmıştı. Her ne kadar ben Göktuğ'un evini basmak için elinden kurtulmaya çalışsam da buna izin vermemiş ve az sonra çıkacak test sonucu sonrası onu şikayet etmemi söylemişti.

Tabii ki de aptal bir şikayetle yırtmasına izin vermeyecektim ama Nilay'a öyle yapacağımı söylemiştim. Seri adımlarla okulun spor binasına girip olimpik havuza doğru giderken kafamdaki tüm kötü düşüncülerin sahibi sırıtarak koridorun sonunda göründü. "Lütfen sakin ol, ödül alacaksın birazdan. Aptal bir kavgayla emeklerini çöpe atma, o da bunu istiyor." Arkadaşım belki de ilk defa bu kadar haklıydı. O yüzden onu kafamı sallayarak onayladım ve Göktuğ'u görmezden gelerek jüri üyelerinin ve hocalarımın olduğu masaya ilerlemeye devam ettim.

"Zavallı Elis... Gözde yüzücümüzün hazin geçmişi onun başarısını gölgeliyor." Derin bir nefes alarak arkamı döndüğümde Göktuğ'un alayla sırıtan suratı da sert bir şekilde değişti. "Demişler hakkında," diyerek kaşlarını kaldırdığında içimde arşa çıkan öfkeye rağmen gülümsedim.

"Birazdan kupamı kaldırdığımda tekrar konuşalım Göktuğ." Dedim herkesin susup bizi dinlediğinin bilincinde olarak. "Zira başarılarımın ışığı, geçmişimin gölgesini kapatıyor."

Başka bir şey demeden arkamı döndüğümde onun da, "Göreceğiz..." diye fısıldadığını duydum ama pek de umurumda değildi.

Jürilerin olduğu masaya geldiğimde ilk gözüme çarpan Boran hocanın öfkeli bakışları oldu. Kendisi ile yıllardır çalışırdım ve onu bir kez olsun böyle öfkeli bir şekilde görmemiştim. Kendisi dünyanın en sakin ve harika insanı olabilirdi. "Hocam, bir sorun mu var?" Sorum ile masadaki herkesin bakışları bana döndü.

Fısıldamalar bir artar bir azalırken jürilerden biri elindeki kağıdı havaya kaldırarak bana ters bir bakış attı. "Sonuçlar geldi Elis." Boran hoca hala gözlerime bakmıyordu ve benim için bir abi gibi olan adamın gözlerime bakmaktan kaçınması çoktan canımı sıkmaya yetmişti.

"O zaman ödülümü alıp gidebilir miyim?" diye sordum biraz sert bir tonda. İnsanda keyif bile bırakmamışlardı. Alkışlar eşliğinde almam gereken ödülümü, sanki ayıp bir şey yapıyormuşum gibi duvarlar arkasında alacaktım.

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin