1-KIRILGAN MÜHRÜN SESİ

2.6K 264 116
                                    


Selam canlarım, oy ve yorumlarınızı dört gözle bekliyorum...💓
Zifiri sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar🧜🏻‍♀️

Jungle- Emma Louise🎧

🪷🧜🏻‍♀️

İnsan beyni, en güçlü silahtır; zihni ise en ölümcül mermi. Zihin, bilinçseldir. Tüm duyguların, hayallerin, fantezilerin... Her şeyin dönüp dolaşacağı ve sonunda su üstüne çıkacağı derin, dipsiz bir kuyudur. Beyin ise bunu sağlayan en görünmez aracı. Zihin sihirlidir, unutmaz. Her şeyi yeri geldiğinde sana hatırlatmak için sinsice etrafını kaydeder. Sen bunu idrak edemezsin çoğu zaman. Çünkü beyin gücü elinde tutmak, yönetmek ister. Senin aslında en ezeli düşmanın, bir parçandır.

Beynin ve zihnin verdiği bu savaş bazen o kadar büyür ki, insan dediği canlıyı delirtecek kadar tahribata yol açar. Delirmek, bu kadardır işte; Zihnin beyni, beynin ise zihni bastıramamasıdır.

Bu, belki de savaşların en büyük kayıp verilenedir.

"Elis..." o kadar hızlı döndüm ki sese doğru, göğsüme kadar inen açık kahve saçlarım yanağıma sertçe çarptı. Yine, yine ve yine... Her gece bitmek bilmeden zihnime sızan o ses yine beni rahat bırakmıyordu. "Elis, gel buraya..." Sesin geldiği yöne doğru bir adım attığımda ıslanan ayaklarıma bakmayı bırakalı uzun zaman olmuştu.

Ses, okyanustan geliyordu.

"Benden ne istiyorsun?" diye bağırdım daha fazla dayanamayarak. "Artık dayanamıyorum, lütfen!" Suya doğru bir adım daha attım. "Uyumak istiyorum, beni rahat bırak artık!"

"Elis, ait olduğun yere gel..." diye bir kere daha bana seslendiğinde çıldırmanın eşiğinde son adımlarını attığımı farkındaydım. Beynimin içinde, zihnimin kıvrımlarında yankılanıyordu boğuk sesi.

"Kimsin sen?" diye bağırdığımda ses tellerimin acısını buram buram hissettim.

Su bir anda yükseldi. Bu o kadar ani oldu ki, geriye çekilmeye bile fırsat bulamadan dalgaların altında kaldım. Kollarım çaresizce belli belirsiz seçebildiğim gökyüzüne uzandı. Su, hırçın bir hayvan gibi beni dibine çekerken yine direnemedim. En son duyduğum şey ise, "Umman..." kelimesi olmuştu.

Yataktan sıçrayarak kalktığımda alnımdan ve sırtımdan akan terler ile neredeyse yatağın sırılsıklam olduğunu gördüm. yeniden, sayısız gecelerde olduğu gibi tam dalganın altında kalıp suya çekildiğim zaman uyanıyordum bu amansız kabustan.

"Umman..."

Okyanus, demekmiş Umman.

Bu kelimeyi daha önce hiç duymama rağmen rüyalarımda görmeye başladığımda araştırarak öğrenmiştim. Bir süre, rüyalarımda okyanusun benimle konuşmaya çalıştığını düşünmüş ve delirdiğime kanaat getirerek psikoloğa gitmiştim. Belki de gerçekten öyleydi, belki de aptal bilinç altım benimle dalga geçiyor ve sonunda bir akıl hastanesinde yaşlanmamı bekliyordu. Bilmiyordum ve artık umurumda da değildi. Bu rüyalarla yaşamayı öğrenmiş sayılırdım. Merak ettiğim tek şey, bir gün o sudan çıkıp çıkamayacağımdı.

Yorgun bakışlarım, yarım açık halde kalan pencereden sızan güçsüz gün ışığına döndü. Hava yeni yeni aydınlanmaya başlıyordu. Verdiğim sıkıntılı nefes eşliğinde çıplak ayaklarımı sarkıtarak soğuk zemine bastım. Bu saatten sonra uyuyamayacağımı zaten biliyordum, bu yüzden kendimi her sabah yaptığım gibi verandamızda eskimeye yüz tutmuş sürekli sallanan koltuğa attım. Gözlerim uykusuzluktan dolayı şişti ve büyük ihtimal şakaklarıma kadar ulaşan baskın ağrının sebebi de buydu.

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now