3-DERİN SULAR ÜLKESİ

2.2K 230 106
                                    


Selam çiçeklerim... Zifiri sulara iyi yolculuklar, keyifli okumalar🪷

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💓

Seafret- Atlantis

🧜🏻‍♀️

Kilometrelerce derinlikte, zifiri suların altında; İnsanların deyimiyle, uzak diyarlarda gizli bir cennet saklıydı. Kim bilebilirdi ki; İnsanların asla gidemeyeceği derinlikten açılan bir geçitin aslında başka bir yeryüzünde, başka bir halkın evi olacağını.

Talay halkının evi hem okyanusun içinde hem okyanusun dışında olan ve akılların alamayacağı büyüklükte, hayalleri süsleyen bir yerdi. Suyun altından çıkan devasa bariyer gökyüzüne uzanıyor ve her iki ortamında halk için yaşanabilir olmasını sağlıyordu. Bu bariyer yıllar önce ilk Tala'lar tarafından yapılmıştı. Onlar kadim olan safkanlardı. Yalnızca onların soyundan gelenler başa geçebilir ve Talay halkını yönetebilirdi.

Fakat işler uzun zamandır böyle değildi.

Sualtı şatosunun kilometrelerce yukarı uzanan sivri uçlarına göz gezdirdi genç kız. Endişesi yüzüne yansımasın diye kendini kasıyor fakat hemen arkasındaki Behir'in uyarıcı bakışlarından anladığı kadarıyla çok da başarılı olamıyordu.

Ülkenin en iyi beş savaşçısı olarak yan yana dizilmiş ve onlara emanet edilen tahtın ellerinden gidişini yeniden izliyorlardı. Hepsinin içi öfke dolu gözleri kinle kaplıydı ama yüzlerini sabit tutup karşılarındaki adama belli etmemek için çaba içindeydiler.

"Ay tutulması gerçekleştiğinde bu iş bitecek." Dedi adam üzerindeki, ülkelerine özgü uzun ceketin kollarını düzeltirken. "Gelgitler artıp, okyanus çekilirken tahta geçeceğim." Adam'ın bakışları muhafızların üzerinde yavaşça gezindi. "Hiçbir sorun istemiyorum."

"Ay tutulmasına yalnızca bir ay kaldı." Diyerek araya giren kız yine kendini tutamamıştı. Adamın alaylı, arkadaşlarının uyarıcı bakışları yavaşça kıza döndü.

"Bu bir sorun mu Milda?"

Kız dişlerini sıkarak kafasını iki yana salladı. "Değil."

Adam genişçe gülümsedi. İnci gibi dişleri ve koyu gri saçları karanlıkta parlarken yakında oturacağı tahta kaydı bakışları. Eğer tahta geçerse ülkenin göreceği en genç hükümdar olacaktı, Safkan olmayan tek hükümdar olacaktı ama bunların hiçbirinin bir önemi yoktu. Tahta geçecek ondan başka kimse de yoktu.

Bir kişi hariç...

Bakışları, geldiğinden beri tek kelime etmeyen baş muhafıza kaydı. Aslında tahtta ondan daha çok hak sahibi olan adama. Bu zamana kadar kendisine rakip olarak gördüğü tek ve ülkede suya hükmedebilen nadir Tala'lardan biri olan adama...

"Peki ya senin bir sorunun var mı Hazer?" diyerek bakışlarının bir kere bile üzerine dönmediği adama seslendi.

Hazer, elindeki mızrağı sıkı sıkı tutarken olduğu yerde hareketlenmedi bile. Diğer muhafızlar nefesini tutmuş bir Hazer'e, bir de onun karşısında duran ve onun kadar heybetle dikilen Aral'a baktılar. İkisi de Okyanus'a hükmedecek kadar güçlüydü ama tahta yalnızca biri geçebilirdi.

İkisi de safkan değildi ama ülkedeki safkan olmaya en yakın iki kişiydi. Lakin tüm ısrarlara rağmen; Yıllardır tahta ve soya muhafızlık yapan Hazer, taht için savaşmamayı seçmişti.

Baş muhafız, karşısındaki adama cevap vermeye tenezzül etmeden kafasını iki yana salladığında Aral tatminle gülümsedi. Hazer'i hapsedemez ya da öldüremezdi. O, ülkenin en iyi savaşçısı olduğu gibi halkın da göz bebeğiydi. Onun ölümü, halkın güvenini sarsardı ve tahta giden yolda önüne engel olurdu.

ZİFİRİ SULAR ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now