la douleur de l'amour partie 5

504 66 51
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

Sigarasını  söndürüp  kafeteryadan bir bardak kahve almak için arka  bahçeden okula doğru adımladı siyah kapşonunu düzeltirken. Fark etirmeden sessizce yanından geçtiği   bir üst sınıfta okuyan  çocuğun  kucağında oturan siyah uzun saçlı kıza küçük bir bakış attı , yanlış yerde yanlış kişiyleydi. Umursamamaya çalıştı yinede aklından geçirmeden edemedi insanlar neden sadece elindeklerle yetinmez ve daha çoğu için uğraşırlardı ki. İşin sonunda elindekini de kaybedeceğini bile bile.

Ön bahçede her yerden uğultulu sesleri geliyordu. İnsanlar konuşmaktan hiç sıkılmaz mıydı? Sweetin kapşonunu tamamen  düzeltikten sonra  kafeteryadan içeriye girdi.

Daha öğle arasına iki ders vardı. Bu yüzden  kalabalık olmayan kuyruğa  girip sırasını beklemeye başladı.  Hava soğuk olduğu için sıcak acı bir kahve iyi gelirdi.  Bir süre bekledikten sonra arkasını bakıp tekrar önüne döndü bu aralar sürekli izleniyormuş gibi hissediyordu ve bu  onu istemsizce ürpertiyordu.

...

Jeongin zorla getirdiği Minho ve onlara eşlik eden  seungmin ile kafeterya ya girmiş  ve  arkadaşı ile beraber otururken büyüğünü kuyruğa doğru itelemişti.

"Jeongin kağıt parçası gibi oraya buraya salamayı kes. Al istediğini yorma beni."

Oturduğu plastik sandalyeden gözlerini büyüterek büyüğüne yavru köpek bakışları atıp konuşmaya girdi. Minhonun vicdanı ile oynamayı seviyordu.

"Ama hyung zaten sabahtan beri ikiyüzelli tane soru çözdüm  yoruldum. nasıl beklim o kadar sırayı.."
Duygu sömürüsünün işe  yarayıp yaramadığını anlamak için büyüğüne bakmaya devam ederken Minho göz devirmiş ve ikilinin  istediklerini öğrendikten sonra sıraya geçmişti. Sıraya geçip baktığında kuyruğun  az olduğunu görmüştü.  Gözüne  ilk çarpan kişi geçen gün Yutaya kafa tutan sarışın  çocuk olmuştu. Zaten okula geldiğinden beri sürekli gözüne çarpıyordu. Ama buna bir anlam yüklemek yerine boş veriyordu. Sadece seungmin ve felix yüzünden onu merak ediyordu o kadar.

Onun bir iki adım gerisinde Yeji ve Lia'nın kıkırdayarak konuştuğunu onların hemen ardından da Yuta'nın gözlerini ayırmadan sarışın çocuğu izlediğini gördü.

Sıra yavaş yavaş  ilerlerken Yuta Lia'ya doğru eğilmiş ve bişey söyledikten sonra ikilinin önüne sarı saçlının  hemen arkasına geçtiğini görmüştü. İçinden az sonra yaşanılacak kaosun içinde olmamak için tanrıya dua ederken beklenmeyen birşey olmuş ve Yuta sadece kafasını eğip sarı saçlının yüzünü görmeye çalışmış ancak başarısız olmuştu.
Onlara bakmayı sürdürürken aniden kolunda bir el hissetmiş onlara olan ilgisini kesip yan tarafa doğru dönüp kendisinden iki yaş küçük  siyah uzun saçlı sevgilisi Minju'yu görmüştü. Bu aralar onu çok boşlamıştı.

"Minju ? sınıfta kalacağını söylemiştin sevgilim."
Tek kaşını kaldırarak kendisinden kısa sevgilisine bakarken Minju tuttuğu kol ile kendini  Minhoya daha çok yaslamıştı.

"Evet oppa sınıfta kalacaktık. Ama Chae sıkıldığını söyledi bizde dışarda yürüyüşe çıktık. Şimdi su alıp sınıfa geçicem."

Dudaklarını büzüp sevimli gibi davranmaya çalışan kıza gülümseyerek onu onaylamış ve koluna sarılan sevgilisi ile küçük sohbetler edip sırasını beklemeye devam etmişti.
Minju  kuyruğun ortalarına doğru gördüğü bedenlere baktı. Sarı saçlarını kapşonu ile kapatan bedenden uzun zamandır nefret ediyordu.

Bunun sebebi ise sevgilisinin ilgi odağı olmasıydı. İlgiye aç olduğundan minhonun eski hallerini hatırladıkça jisunga olan nefreti artıyordu. Ne zaman o bu okulla gelmişti sevgilisi ile araları açılmıştı.

nepenthe MinsungWhere stories live. Discover now