Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3
Minho kuzeni ile kaldığı öğrenci evinde hazırlanmaya çalışıyor bir yandan da sevgilisi Minju ile konuşuyordu.
"Bugün gelemeyecek gibiyim. Annem hasta yardımcılarında onunla ilgilenmesine izin vermiyor."
Minho çorabının bir tekini sekerek giymiş diğer tekini de yatağın altında ararken hopörlerdeki sese cevap vermişti.
"Tamam güzelim. Okuldan sonra anneni görmeye gelirim. Bayan Kim de sevinir."
Sonunda yatağın altında en derinliklerde bulduğu beyaz turuncu desenli çorabının tekini de ayağına geçirmiş şimdide gömleğinin düğmelerini iliklerken sevgilisinin konuşmasını dinliyordu.
"Gelmene gerek oppa. Misafirleri pek sevmez annem. Hem ben pazartesi gelicem zaten okula."
Minho bir an düşündü bayan Kim daha önce tanıştıklarında sürekli gelebileceğini söylemişti. Peki Minju neden böyle söylüyordu. Çok fazla kurcalamadan biraz daha konuşup aramayı sonlandırmıştı.
Aynadan kendisine bakıp herşeyinin tam olduğuna emin olduktan sonra odadan çıkarken aşağıda bağıran kuzeninin sesini duymuştu.
"Hyung çantanı almayı unutma!"
Seungminin hatırlatığı şeyle alnına vurmuş ve geri odasına girip bir iki defterin çokça abur cuburun içinde olduğu çantasını alarak hızla merdivenden inmişti. Seungmin onu süzmüş ve okula hazır olduğunu düşünürek ayakabısını giymek için eğilmişti. Peşinden de Minho kendi ayakabısını almış ve giymişti.
Minho ondan büyük olsa dahi kendi anne ve babası seungmine güvenerek ayrı eve çıkmalarına izin vermişti. Çünkü minhonun biraz dağınık ve unutkan olduğunun farkındalardı.
Sonunda evden çıkıp onları bekleyen hyunjinin arabasına atlamışlardı.
Şimdi beş gençte günaydınlar eşliğinde okula gidiyorlardı.
Hyunjinin annesi ünlü bir moda dergisinin baş editörü babası ise derginin sahibiydi. Hyunjinde okulu bitirip ünlü giyim markalarının modeliğini yapmak istiyor ve şimdiden eğitimlere gidiyordu.
Felixin babası avusturalyada ünlü bir cerahtı. Ama kendisi eğitim için annesi ile koreye gelmişti. Babası ne kadar onunda doktor olmasını istesede felix dans üzerine çalışmak istediği için üniversite seçimlerini buna göre yapacaktı.
Jeonginin annesi onu doğururktan bir kaç ay sonra trafik kazasında ölmüştü. Babası ise onun için çok çabalamış ve ölen eşi kadar iyi bir ebeveyn olarak jeongini büyütmüştü. Babasına hayran jeonginde onun gibi ünlü bir inşaat mühendisi olmak için çok çabalayor derslerine iyi hazırlanıyordu.
Seungminin annesi oyuncu babası ise bir yönetmendi. Bir sette tanışıp evlenmiş ve seungmini kucaklarına almışlardı. İkiside oğullarının istediği bir hayat yaşaması için ona şans vermiş ve seungmin avukat olmak istediğine karar vermişti diğer herkeste kararına saygı duymuştu.
Minho annesini ve babasını on yaşında kaybetmişti. Kendisi ise yetimhaneye gönderilmişti.
On iki yaşında ise seungminin halası ve eniştesi tarafından evlat edinilmişti.
Bay lee onun zaten kötü bir hayat yaşadığını ve onu zorlarsa daha kötü olacağının farkındalığı ile istediği mesleği yapmasına isterse kendi ajansında bile çalışabileceğini söylemişti. Ancak Minho ölen annesi gibi dans eğitmeni olmak istiyordu. Yeni aileside bunu kendi kararı olduğunu söyleyip istediğini yapmasına izin vermişti.
Beşide zengin ailelerinin en değerli varlıklarıydı. Bazen kendi aralarında bazen ise aileleri ile tartışsalar bile asla ayrılmazlardı. Birbirine olan bağlılıkları gözle görülür derecedeydi.
Okula geldikten sonra arabadan inmiş ve bahçeye giriş yapmışlardı. Felix heyecanlı bir şekilde dün Hyunjinin antremandayken atığı sayıyı anlatıyor mimikleri ile diğerlerini güldürüyordu.
Seungmin bir yandan felixe bir yandan hyunjine laf yetiştiriyor ve en büyükleri olan minhoyu güldürüyordu.
YOU ARE READING
nepenthe Minsung
Fanfiction"O akşam beni yere serdiğinde senin çok güçlü olduğu düşünmüştüm. Şimdi ise yanıldığımı fark ettim. Senin yüzünden onunla yüz göz olduğuma inanamıyorum. Aptal gibi hareket etmeyi kes ve ondan uzak dur. Eğer kendini koruyamıyorsan da insanlarla muhat...
