de nouveaux sentiments partie 2

422 57 9
                                    


Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

Perşembe günüde monoton geçerken jisung üstündeki gözler yüzünden sürekli felix ve seungmine yapışık geziyordu.
Yutanın izlediğini düşünsede sonradan farketmişti Minju'nun gözlerini onlardan ayırmayıp, uzaktan sürekli onları izlediğini.
Ne gibi bir plan yaptığını bilmiyordu ancak minhonun daha fazla onunla birlikte olması jisungun canını sıkıyordu.

Son dersten önce sigara içmek için onlardan ayrılmıştı tekrar. Minho dikkat etmesi ve bir şey olduğunda aramasını söylemişti. Söylediği şeyleri takmamaya çalıştı. Dünden beri gerçekten garipti turuncu saçlı sürekli onu izliyordu. Ama yaşadıklarını hatırlamadığı için önem vermedi. Büyük olanın elbet bir bildiği var diye geçirmişti içinden

...

Minho da pazartesi öğlen arasından beri görmediği sevgilisini görmek için onuncu sınıfların bulunduğu dördüncü katta çıkmıştı. Sevgilisi ile araları açılıyordu ve yarıyıl tatilinde hergün olmasa da onunla sıksık vakit geçirmek istiyordu. Kendisi ondan uzaklaşmış olsada kalbindeki jisunga karşı olan garip hissi Minjunun sayesinde aşacağını düşünüyordu.

Sınıfa girdiğinde göremediği siyah uzun saçlı sevgilisinin sırasının önünde oturan en yakın arkadaşının yanına ilerledi.
"Chae, Minju nerde? "
Chae uzun zaman önce arkadaşlığını bitirdiği kızın sevgilisinin neden burda olduğunu sorgulamıştı. Acaba kavga edip arkadaşlarını bitirdiğini söylememişmiydi. Tabi söylemezdi kavga sebebi bile sevgilisini aldattığı ve sadık biri olmaması yüzündenken nasıl bunu ona söyleyebirdi ki.

"Bilmiyorum oppa. Biz Minju ile kavga ettik ve artık konuşmuyoruz."

"Oh, anladım. Ben o zaman onu okuldan sonra ararım. Umarım bir an önce barışırsınız."
Chae büyüğüne gülümseyerek iyi dersler dilemiş Minho dan aldığı karşılıkla ders kitaplarını çıkarmak için çantasına dönmüştü.

Minho da sınıftan ayrılıp ikinci kattaki sınıfına ilerlerken kendi kendine mırıldanmadan edemedi. "Umarım en yakın arkadaşı ile araları bozulduğu için üzgün değildir."
Son on gündür ne yaşadığını bilmiyordu.
Geçen sene kendisi ile ilgilenen ve kendisininde ilgilendiği Minju ile sevgili olmuştu. Yaz tatilinin sonuna kadar onunla gerçekten mutluydu.

Ancak okullar açılıp onunla aynı liseye başlayınca işler değişmişti. Felix yüzünden sürekli bir gözü jisungun üstünde olduğu için sevgilisini biraz ihmal etmişti. Dışarda buluşmak yerine telefonda yada onbeş dakikalık aralarda buluşup konuşuyorlardı

Yaz tatilindeyken iki hafta Gimpo daki yazlık evlerine gittiğinde onu deli gibi özlemişti. Ancak son dört aydır bir kere bile doğru düzgün sarılmadıkları aklına gelince işler daha da garipleşiyordu.
Kendisi yüzünden mi yoksa sevgilisi yüzünden mi aralarının açıldığında bilmiyordu.

Hâla ona sevgilim demeye bile hakkı varmıydı ki.

...

Jisung gizli yerinde sigara içerken karşısında biraz daha uzakta durup öpüşen ve gülüşen ikiliden gözlerini ayırmıyordu. Onu görmemişlerdi. Jisungta görmelerini istememişti zaten. Siyah saçlı kızın iğrençliği bir yana yanındaki beden de onunla gizli saklı bir köşede bu kadar ileriye gitmekten rahatsızlık duymuyor olması onun miğdesini daha çok bulandırıyordu.
Dahası turuncu saçlı olan için kullandığı iğrenç cümleler artık o kadar ileri gitmişti ki Jisungun canına taketmiş ve buna bir son vermek için yüzüklü parmaklarının arasındaki yarım dalı yere atıp siyah botları ile ezdikten sonra kendine yuva yaptığı yerden çıkarak okula doğru ilerlemişti.

Buna bugün bir son vermeliydi. Öğretmenlerin daha derse girmemesinden faydalanarak Minhonun ikinci kattaki sınıfına ilerledi.
İçeriye girdiğinde gözleri sınıfı taramış ve turuncu saçlarını karıştırarak yanındaki sınıf genelinden daha büyük gösteren çocukla konuştuğunu görmüştü.

Sınıfın içine girdiğinde sessiz çocuğun neden burda olduğunu merak eden öğrenciler gözlerini tek bir yere odaklasalarda jisung titreyen sağ elini cebine koyarak minhoya ilerlemişti. Tek dileği üstündeki gözler yüzünden kriz geçirmeden büyüğüne yardım etmekti.

Minho, Bong-so dan gözlerini çekmiş ve ürkek adımlarla yanına gelen daha beş, on dakika önce beraber olduğu bedene baktı. Paytak adımlarla sevimli göründüğünü düşünmüştü o an.

Jisung yanına ulaştığı bedenin iyice dibine sokuldu. Sonra ise buraya ne söyleyeceğini bilmeden geldiği için içinden bir küfür savurmuştu. Ne diyecekti ; sevgilin seni aldatıyor. Kesinlikle olmaz.
Arka bahçede bir süpriz seni bekliyor. Hayır!

Minho bu kısa sürede jisungun yoğun kahve kokusunu solurken sonunda aklına gelen şeyin işe yaramasını umarak sessizce konuştu pembe saçlı.
"Benimle arka bahçeye gelirmisin?"
Minho ona anlamaz gözlerle baktı. Sigara içmek için mi çağrıyordu. Sabah kahvaltıda sigara kokusundan pek hoşlanmadığını söylemişti ozaman bu çocuk şimdi neden böyle birşey istiyordu ki. Minhoda onun gibi sınıfa pek duyurmadan kendisine doğru eğilmiş tombik yüze doğru fısıldıyarak konuştu.

"Ben sigara içmeyi geçtim kokusunu bile sevmem jisung. Zaten ders başlamak üzere dersine git hemen."
Sonlara doğru çocuk azarlarmış gibi çıkan sesine karşı jisung kıkırdadı ve kulağına biraz daha yaklaşarak bir kaç kelime mırıldanmaya çalışmıştı.

"Geçen hafta anlama problemin olduğunu seungmin sayesinde anlamıştım ama sen tam bir geri zekalısın. Arka bahçeye sigara içmeni istediğim için değil benimle gelmeni istediğim için çağırdım."

Eğildiği bedenden tamamen ayrılıp hızla sınıftan çıkmıştı arkasından da minho. Seungmin gibi onunda meraklı bir yanı vardı. Özelliklede jisunga karşı. Bir anda neden ondan böyle birşey istediğini merak etmişti.
Küçük ve hızlı adımlarla önden yürüyen pembe saçlıyla berber arka bahçeye doğru yürümeye başladı. Tam bahçe kapısından içeriye girerken jisung elini göğüsüne koyup durdurmuş ve derin bir nefes alarak konuşmuştu. Turuncu saçlı bedenle gözlerini birleştirmeden.

"Bunu daha önce yapmalıydım ancak canının ne kadar çok acıyacağını bildiğim için cesaret edemedim ama hala onun gibi iğrenç biri ile birlikte olman ve onu düşünmen miğdemi bulandırıyor. Bundan sonrası sende. Sakın her söylenene inanma ve unutma arka bahçeye sadece sigara içenler gelir."

Minho ne demek istendiğini yine anlamamıştı neden pembe saçlı sürekli bunu tekrarlıyordu ki. Sırtından iteklenen küçük ellere kayıtsız kalamamış dar ve uzun yolun sonuna kadar ilerlemişti.

Buraya ne göreceğini bilmeden gelmişti. Belki felixi aldatan bir Hyunjin yada tam tersi. Ama sevgilisinin ,eski en yakın arkadaşının kucağında öpüşerek görmeyi beklemiyordu.
Sonra aklına şimşek gibi çakan anılarla son bir kaç aydır aralarındaki soğukluğun nedeni belli oluyordu ancak sadık bir sevgili olarak düşündüğü Minjunun bunu yapacağı aklına bile gelmişti.

Jongwoo minhonun geldiğini gördüğü an kucağındaki bedeni iteleyerek kaldırmıştı. Minju ani hareketle şaşkına dönerken karşında Minhoyu görmesi ile dili tutulmuştu.
Başını eğdi. Pişmanlığı damarlarında akan kana kadar hissetmişti.
Sevgilisini aldatırken yakalandığı için mi yoksa turuncu saçlıdan istediğini alamadığı için mi pişman olduğunu ise kendisi dışında kimse bilemezdi.

Dudaklarına dilini gezdirip nemlendirdikten sonra konuşma gereği hissetmiş turuncu saçlı. Uzun boylu çocuğa yönelik konuşmuştu.

"Keşke sen sevgilimden hoşlandığını söyleseydin ve biz bu yüzden kavga edip arkadaşlığımızı bitirseydik."
Bu sefer gözlerini onu aldatan sevgilisine çevirdi.

" Minju ... keşke sende artık bana karşı hisslerinin bittiğini söyleyerek ayrılsaydın. En azından aklımda iğrenç insanlar olarak kalmazdınız."

Kolları ne yapacağını bilmemesinden iki yanına güçsüzce düşmüş ve geri dönüp hala bahçenin başında sigara içerek kendisini bekleyen tutamları rüzgarda savrulan koyu pembe saçlının önüne gelmişti dolu gözleri ile. Dudaklarına buruk bir gülümseme yerleştirdikten pembe küçük dudakların arasındaki son nefeslik sigarayı alıp içine çektikten sonra okula doğru ilerlemişti jisungla beraber.

Minju ile olan ilişkisini o okulun arka bahçesinde kesmiş ve bir daha konuşmamak dileği ile onu geride bırakmıştı.

-------------------
12.09

nepenthe MinsungDonde viven las historias. Descúbrelo ahora