ils se sont co(M)plétés de leur corps

453 36 9
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

Jisung büyük masaya bakıyordu.
Onbir kişi bir araya gelmiş ve beraber yaptıkları yemeği konuşup gülerek yiyorlardı. Onun gözünde bu bir hayal yada rüyaydı.

Ama ne rüyaydı ne de hayal. Yanında getirdiği altı dost ve sevgilisine borçluydu herşeyi. Girdiği bataklıktan elbirliği ile çıkartmışlardı.

"İlk gitar çalmaya başladığında güzel çaldığını söylemiştim oda heyecandan gitarı elinden düşürüp kırmıştı. Bir daha kırılır diye aldığım ikinci gitarı iki hafta kutudan çıkarmamıştı."

Youngun dediği ile masadaki herkes gülerken jisung yanağına doldurduğu yemekle konuşmaya çalışmıştı.

"Çalışıp kazandığın ilk paraydı. Kırılır diye doğru düzgün çalamamıştım. Zaten bir süre sonra  da kırılırsa kırılsın diyip çıkarttım hala çalmaya devam ediyorum."

Tatlı tatlı konuşurken tüm masa ona bakıyordu. Yanaklarında doldurduğu yemekle sincabı andırıyordu ve onların ilgisini üstüne çekiyordu.
Bu sefer babası konuştu.

"Bir kez onu piyano resitaline götürmüştüm. O gün çok özenmişti piyano çalmaya. Sonra gittiği kursu öğretmen istediğini çalmaya izin vermiyor diye bırakmıştı."

"Ama şimdi o  gıcık kadından daha güzel çalıyorum. İzin verse ölürdü sanki."

"Bende tekvando hocamı hiç sevmiyordum. Avustralya da yüksek dereceler yapsamda pis adam soğuttu beni derslerden."

Felixin yükselişi ile herkes gruplaşarak başka bir konudan konuşup yemek yiyordu.

Yemek bir süre sonra toplanmış salonda oturulurken otelde kalan altılı artık gitmeleri gerektiğini söylemişti.

Jisung onları uğurladıktan sonra salonda biraz daha oturmuş ve yarın koreye geri döneceği hakkında şeyler söylemiş ve bu sefer ailesinin onayını almıştı.

Şimdi ise minhoyla beraber  yatakta uzanıp konuşuyorlardı.

"Döndüğümüzde Bay Seo ve Chan hyungtan izin alıp bizde kalsan. Hem sınavlarınız yaklaşıyor seungminle çalışı-"

"Minho"
Sözünün yarım bırakılmasıyla hemen önünde ki çıplak enseye öpücük bırakmış ve mırıldanmıştı.
"Efendim güzelim."

Jisung için yer ve zaman doğruydu o yüzden bunu minhoya söylemek istiyordu.
"Hani sana demiştim ya önceden daha erken diye bence şuan tam sırası."
Minho duyduğuyla dirseklerinin üstünde kalkmış ve pembe saçlının yüzüne bakmıştı.
"Emin misin? Senin için bekleyebilirim güzelim  sorun değil."

Jisung  kıyafet askılığına  dönük yüzünü minhoya çevirdi.
"Bu oda birçok şeye tanık oldu. Birçok anı birktirdi. Madem herşeye yeniden başlıyor ve yeni bir hayat kuruyorum o zaman bu odadaki ilk anım seninle olsun. Beni öyle bir sev ki ben her dokunuşunda altında kıvranayım."

Minho hızla uzandığı yerden doğrulup jisungun çıplak bacaklarına oturmuştu.
"Sessiz olabilecek misin?"
Jisung başını olumlu anlamda salarken umarım demeyi ihmal etmemişti içinden.

Minho jisungun onayıyla ellerini tişörtünün ucuna uzatmış ve vücudundan ayrılmasını sağlamıştı. Kalbi fazla hızlı atıyordu. Deneyimleyeceği şey için hazır mıydı emin değildi kalbi buna dayanabilecek miydi?

İlgi duymaya başladığından beri  peşinde olduğu pembe saçlının dudakları arasındaki tenin vereceği zevkin en küçük zerresine  kadar tatmak istiyordu.

Giyinirken defalarca kez görüp dudaklarını değdirsede ilk kez böyle bir şey için öpücüklerini dizmeye başlamıştı esmer tende. Arada kendine engel olamayıp dilini gezdiriyor ve tatlı teni morartacak kadar  sert emiyordu.

nepenthe MinsungWhere stories live. Discover now