maintenant complètement heureux (F)

486 45 14
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

"Minho"
Jisung karşısındaki tezgahın önündeki turuncu  saçlı sevgilisini çağırmıştı. Aradığını bulamıyordu bir türlü.
"Efendim bal yanaklım."

Minho karıştırdığı yemeğin altını kısmış ve kafasını kaldırıp karşı masada pastanın kremasını sıkan  pembe kelebeğine bakmıştı.
"Şu  tanrının cezası silikon spatulayı nereye koydunuz. Geçen sefer bu çekmece koymuştum ama yok."

Minho tezgahın yanında ki çekmeceye uzanmış pembe saçlının istediği aparatı alıp  ona uzatmıştı. Bir süre pastanın kremasını  nasıl sürdüğünü izlemiş ardından masanın etrafından dönerek sevgilisinin arkasından beline sarılmıştı. Ensesine bir kaç öpücük dizmiş ve kokusunu derince içine çekimişti. Ayrıldıktan sonrada pastaya güzelce sıvadığı kremaya parmağını uzatmıştı. Ancak jisung hızla elindeki aparatı sevgilisinin eline vurmuş ve geri çekilmesini sağlamıştı.

"Sikicem ama yeter sabahtan beri. Pastanın kekininden yedin. İçine sürdüğüm krema ve çikolata parçalarını yedin , üstüne dizeceğim çilekleri de arada kaçırdın , bir bu eksikti.  Git yardım falan istemiyorum."

Minho hala bir eli beline sardığı sevgilisini kendisine  iyice yaslanmasını sağlamış ve arkasındaki sandalyeye beraber oturmuştu.

"Seni öpüyorum işim var diyorsun izin vermiyorsun. Sarılıyorum hareket edemiyorum deyip kovuyorsun. Benimle tek ilgilendiğin zaman seni kızdırdığım zaman."

Jisung derince bir nefes almış ve önündeki nerdeyse tamamlanmış pastaya bakmıştı.
"İt hyunjin. Sanırsın  İngiltere prensi. Pasta yapın , yemek pişirin ,evi süsleyin, hediye alın ama süpriz olsun. Amın evladı."

Sevgilisinin haklı isyanıyla kıkırdamış ve kucağındaki oturuşunu  düzeltmişti. Şimdi tam bir bebek gibi kucağında uzanıyordu. Bugün gerçekten yorulmuştu. Dün okuldan çıktıktan sonra yol boyu Hyunjin bugün ki doğum günü için isteklerde bulunmuş ve beşliyi bezdirmişti.

Seungmin mutfakta ikinci bir kişi ile çalışamayacını tek çalışırsa yetiştiremeyeceğini söylemiş ve  aradan sıyrılarak jeongin ile salonu süsleme işine girişmişti.
Felixte hyunjine sırf doğum günü çocuğu olduğu için  kelepçelenmiş ve tüm gün oradan oraya sürüklenmişti.

Şimdi ise gelmelerine bir saat kadar vardı. Pastanın süslenmesi ve birkaç yemeğin ocakta pişmesinin ardından rahat bir nefes alacaklardı ama bunu yapmak için bile fazla yorulmuştu sevgilisinin kucağında küçülen beden.

Minho onun saçnı okşarken mırıltılarını duymuş ve ona kıyamadığı için içerdeki ikiliye seslenmişti.

"Efendim hyung?"
Seungminin ardından jeonginde mutfağa girerken minhonun kucağında kıvrılıp  uyuya kalan bedene bakmışlardı.

"Seung yemekler zaten pişmek üzere karıştırıp kapatırsın. Jeongin sende jisungun ayıkladığı çilekleri pastaya dizer ve dolaba koyarsın. Biz biraz dinlenicez."

İkiliden aldığı onayla jisungu tutuşu sıkılaşmış ve ayağa kalkarak kendi odasına ilerlemişti.
İlk önce onu yatırmış ardından üstünü örtüp kendiside yanına kıvrılıp güzel yüzüne bakmak için alnına düşmüş saçları kenara çekmişti.

Mart ayının sonlarıydı. İki buçuk aydır sevgililerdi ama yinede sanki yıllardır beraberlermiş gibi birbirlerinin yanında rahatlardı. Jisung eskisine göre çokça iyileşmişti. Ailesi ile arası düzelmişti abisi fırsat buldukça geliyor anne ve babası nerdeyse her gün onu görüntülü arayarak nasıl olduğunu sorup günlük hayatlarından bahsediyordu. Chan ve  changbinle aynı evde yaşamaya ve eski günlük rütinlerine devam ediyorlardı. Sadece bazen beşli onlara ziyarete geliyor yada jisung ayrı evde yaşayan ikili de kalıyordu.

Kendisini insanlardan gizlemiyor ve bir şey istediğinde rahatça yapıyordu
Hata minho sayesinde okulda müzik öğretmeni ile birlikte piyano dersleri bile veriyordu.

Minho ise saklamak zorunda kaldığı tüm duyguları jisungun yanında açığa çıkarıyordu. Arkadaşları ve ailesinin yanında güçlü biri gibi durmak için bir kere bile ağlamazken bazen sırf  içini dökmek için pembe saçlıya sığınıyor ve gözyaşlarıyla esmer tenini süslüyor ertesi gün ise hiç bir şey olmamış gibi davranıyorlardı.

Minho biraz daha onun güzel yüzünü inceleyip zaafı olan siyah noktaya parmak uçlarını değdirip okşamıştı.
Koltukta uzanıp konuştukları günden sonra bir daha hiç kapatmamış ve güzeliğine güzellik katarak  sergilemişti.

Aşağıdan gelen kapı sesi ve Hyunjinin hani benim süprizim diye bağrışı  kendisiyle beraber jisungu da korkutsada Jisung  yerinden kalkmamış ve bir süre kısık gözleri ile Minhoyu izlemişti.  Gözleri , elmacık kemikleri, ve kendisinin aksine biraz daha dik burna  ordanda pembe dudaklarına bakmıştı. Başını koyduğu yastıktan biraz kaldırmış ve dudaklarını değdirmişti minho daha fazlası için dudaklarını ararlarken aniden açılan kapıyla jisung hemen kafasını yastığa gömüştü.

"Benim doğum günümde kimse sevişemez. Yarın yaparsınız hadi yemekten önce pastamı kesip hediyeleri açmak istiyorum."

Jisung  duyduğu hyunjinin sesinin ardından kapanan  kapıyla kafasını kendi evindeki gibi yıldızlarla süslediği tavana baktı.

"Of bu çocuğun annesi babası nasıl 19 sene boyunca buna katlanmış ya. Dört aydan daha kısa süredir tanıyorum ve biraz daha  yanında durursam  aklımı kaçırıcam ."

Minho ona kıkrdamış ve yarım bıraktığı işi erteleyip yanağındaki siyah noktaya kondurduğu öpücükle ayaklanmıştı.

Jisungta sevgilisinin yardımıyla kalktığında aşağıda duyduğu bağırış son nokta olmuştu.

"Yok ben bunu bugün sikmeden bırakmam."

Tamamen çıktığı yatakla hızla kapıya doğru ilerlemiş ve solona ilerlerken bağırmıştı.

"Ne havlayıp duruyorsun lan. Bir daha sesin çıkarırsan, bugün benim doğum günüm dersen o zaman ağzını pastayla değil başka birşeyle doldururum. Anladın mı?"

Jisungun ani yükselişi herkesi suspus ederken hyunjin hızla kendisinden sonraki en uzun olan seungminin arkasına sığınmış baiını olumlu anlamda salamıştı.  sabahtan beri sevgilisinin peşinden koşturan felix ayaklanmıştı bu sefer.
"Ahy varya şuan sana bir sempatim artı, idolümsün. Bende  bunu yapmak istiyordum ama yapamıyordum."

Felixin söyledikleri ile jisung gülerken Hyunjin minho hyungundan ve jisungtan dayak yememek  için bugünlük bu kadar şımarmanın yeterli olacağını düşünmüş ve normal haline  dönmüştü.

Pastayı kesip hediye faslınıda zor bela atlatıktan sonra sabahtan beri uğraştıkları sağlıklı ve güzel yemeklerin süslediği masaya oturmuşlardı.

Mutlulardı.
Belki birbirlerini çok uzun süredir tanımıyorlardı ama önlerinde bunun için uzun yıllar vardı. 
Herşey yoluna girmişti. Jisung iyleşiyordu. Minho iyileştirdiği bedenle iyileşiyordu ikiside birbirine ilaç oluyordu.

Arkadaşları , aileleri ve birbirlerine sahip olduktan sonra kimse onları bir daha üzemeyecekti.

...

Başka bir evrende başka bir minsugta görüşmek dileği ile hoşça kalın.

----------------

----------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

00.39

nepenthe MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin