aimer à nouveau partie 1

400 52 9
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

"Günaydın Bay Seo ben seungmin. Jisung için aramıştım. Onu aradım ama telefonu kapalıydı."

"Oh, bir saniye."
Changbin telefonu kulağından çekip sabahtan beri odasından çıkmayan jisunga seslenmişti ancak karşılık olarak aldığı çığlık onu  ve telefondan sesi duyan seungmini korkutmuştu.

"Seungmin ben ona seni geri aramasını söylerim olur mu?"

Jisungun çığlığını duyduğu için meraklanmıştı bu yüzden edebiyat öğretmenini onaylamış  ve telefonu kapatmıştı.

Changbin hızla küçüğünün odasına gidip kapıyı açmaya çalışmış ancak kilitli olduğu için çalmaya başlamıştı.

"Jisung, jisung kapıyı aç."
Yumruk darbeleri sertleştikçe içindeki endişe büyüyordu. Kaç gündür çok mutluydu. Çarşamba akşamı seungminin evinde kalmış ertesi  sabah gün aymadan eve gelmişti. Tüm günde yüzündeki gülümseme bozulmamıştı.

Şimdi birden ne olmuştu ki.
Çaldığı kapının arkasından duyduğu anahtar sesi ile rahat bir nefes alıp yumruk darbelerini durduğunda jisung kapıyı açmıştı. Gözleri kıpkırmızıydı yine kriz mi geçirmişti yoksa.

"İyi misin jisung ? Bana bak. İlacını içtin mi? Of Chanı arıcam hemen gelsin doktorunun yanına gidelim."
Jisung karşısındakinin çaresizliğini fark etmiş olacak ki elindeki telefonu çekiştirip kendi eline almış ve koca bedene sıkıca sarmıştı kollarını.

Changbin ilk kez küçüğünün kendi isteği ile sarılmasına bir süre karşılık veremesede oda kollarını onun beline sarmıştı.

"Sorun ne Küçüğüm. Söyle ki hepsini ezip geçeyim senin için."
Jisung ağladığı için burnunu çekip alnını Changbinin geniş omzuna sürtmüştü.
"Yapamıyorum."

"Neyi yapamıyorsun?"
Tahmin ettiği şeyleri söylemesinden çok korkuyordu büyük olan. Kulaklarında daha önce küçüğünün çığlık çığlığa söylediği kelimeler uğuldadı bir anlığına                   
' yapamıyorum changbin ölmek istiyorum.'

"Şarkı yazamıyorum bir türlü tamamlanmıyor. Sürekli eksik ve yarım."
Derin bir nefes alıp kendisine sıkıca sarılan pembe saçlıya daha sıkı sarıldı kaslı kollarıyla.

"Şşt yapamıyorum diye ağlamak yerine rahatla. Sen kendini yapmak için kodlarsan zaten yapamasın. Defterini kapat ve kaldır. Seungmin telefonun kapalı olduğu için beni aradı şimdi onu ara ve onlar teklif etmezse sen teklif et ve dışarıya çık. Tamam mı?"
Sırtının okşanması ile mayışan jisung onu onaylamış ve biraz daha sarıldıktan sonra odasına girip telefonunu açmıştı.

...

"Rezil seni. Bu konuşmada da heycanlanmasın be."

Seungmin telefonu kapatıktan sonra elinin altındaki yastığı karşı koltukta oturup boş boş tavanı izleyen turuncu saçlıya atmıştı.

"Asıl rezil sensin. Çocuğa şarkı söyleyip aşk itirafı yaptın. Sarhoş olup öptün ve  yirmi dört saattir arayıp sormadın. Offf umarım çığlığı böcek gördüğü için atmıştır."

Hopörlerdeki çığlığı minhoda duymuştu. Müzik odasında Duyduklarına benziyordu bu yüzden endişeliydi ama hâla aramak için yüzü yoktu. Utanıyordu ne diyeceğini de bilmiyordu. Hislerinin sadece etkilenmek mi yoksa sevgi veya aşk mı olduğunu bilmemesi de cabasıydı.

"Seung?"

"Hım."

"Sen ilk Bay Seodan hoşlandığını fark ettiğinde nasıl hissetmiştin?"

nepenthe MinsungWhere stories live. Discover now