la douleur de l'amour partie 10

480 56 12
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

Jisung kendini nasıl dışarı atığını bile bilmiyordu.
Minho denilen ve peşinde gezinen çocukla  içeriye sürüklenip sorguya çekilmişti  iki ileri zekalı arkadaşı tarafından.

Pembe saçlı sınıf arkadaşları ve kendi gözlemleri  sayesinde turuncu saçlıyı tanıyordu. Changbin  de büyüğüne oranla  sakindi çünkü  minhoyu okuldan tanıyordu.  İlgi duyduğu öğrencisinin en yakınlarından biriydi sonuçta.  Chan sinirliydi. Gözleri her Minhoya değdiğinde sanki ateşler çıkıyordu. Sürekli tüm akşam nerde olduklarını soruyordu.

Minho yanında olmasaydı büyük ihtimale ona en içten küfürlerini savurur ve kendisini odaya kilitlerdi küçük olan. Bazen annesi, Bazen babası ve bazen de  abisi olmayı nasıl başardığını bir gün mutlaka en büyüğüne sorması gerektiğini düşündü.

Sorugu bitmiş olacak ki Changbinin hazırladığı kahvaltya oturmuşlardı dördüde. Minhonun gerginliği  belli oluyordu. 
Jisung son bir yılın ardından ilk kez karnının tıka basa doyduğunu hissediyordu. Miğdesi bulanıyordu. Her an kusabilirdi ancak bu hiç keyfini bozmuyordu çünkü yanında ki çocuğun karışısındaki iki öküzden korkması hoşuna gidiyordu. Sonunda kahvaltı bitince kalkmıştı diğerlerine yabancı beden. İkiliye iyi günler demiş ve kapıya ilerlemişti. Jisungta peşinden ilerlemiş kapıyı açıp  sessizce ayakabısını giymesini izlemişti.  Sonra düşünmeden edemedi  misafirlerden nefret ederdi peki niye bu  dün akşam peşinden ayrılmayan kuyruğu uğurlamak için kapıya kadar efor harcamıştı ki.

Sonunda ayakabısını giyip karşısında dikelip konuşmaya başladı.

"Sevgililerin çok korkunç."
Sevgililerin. kahkaha atmak istemişti  ancak Chanın zaten sinirli olduğunu ve kızma ihtimaline karşı sadece gülümsemişti. Arkadaşken bile onlara fazlası ile sinir oluyordu.Birde ikisinide sevgilisi olduğunu düşünmesi ayrı bir komikti . Sevgili olma ihtimalleri eksilerdeydi.

"İçerdeki iki salaktan bahsediyorsun sanırım ama onlarla alakam yok aynı evde kalıyoruz ve onlar annem ve babam gibi bana bakıyorlar. Aramızda romantik bir duygu yok."

Niye kuyruğuna açıklama yapıyordu ki içerdekiler onu beklerken.
Anlamaz gözlerle  bakmaya devam eden minhoya  gözlerini devirip kapıyı yüzüne kapatmıştı. Onunla uğraşacak vakti yoktu şuanlık.

Şimdi ise bir yalan ile evden kaçmış şirkete gidiyordu.
Kimsenin haberi olmadığı için normal bir çalışan olarak rahatça içeriye girebileceğini düşünüyordu. Eğer yeni bir şarkı haberi çıkmışsa genelde korumalar ve menajeri eşliğinde şirkete giriş yapıyordu ancak şuan söz yazarı jone hakkında etrafta dolaşan bir kaç önemsiz   haberden başka bir şey yoktu. Daha çok yazdığı şarkı ve söyleyen grup gündemdeydi.

Şirkete giriş yapmış ve onu bekleyen suga hyungunun yanına gitmişti. Bu gün yakında come back yapacak başka bir grubun şarkıları için uğraşacaklardı bu yüzden yoğun bir gün olacağı şimdiden kendini belli ediyordu.

...

"Jisung kalk. Hadi!!"
Cuma gününü hem severdi hem sevmezdi jisung. Ertesi gün tatil olması o günü sevmesi için güzel bir sebebti ancak genelde bütün hafta akşamları  şarkı yazdığı için uyumaz , çarşamba günü şirkete uğrar , perşembe  günü de okula gitmez uyurdu.
Cuma günü ise öğrencilerin  haftanın son günü olduğundan dolayı boş vermişlik ile okula gelmesi sevmememsi için yeterli bir sebebti. Herkes çok sıkıcı veya sinir bozucu  olabiliyordu.

"Changbin rahat bırak beni. "
Changbin küçüğünün kalkmayacağını anlayınca büyük yatağın boş tarafına uzanmış ve onu parmakları ile rahatsız etmeye çalışıyordu.

nepenthe MinsungWhere stories live. Discover now