Motor yarışlarının gözde ismi olan Demir Atasoy, yıllardır kendisine platonik olan genç kız ile talihsiz bir şekilde ansızın tanışır ve tatlı serüvenimiz başlar.
İnsan yaşadığı yerden koparmış. Kırıldığı kalpten gömülürmüş. Yandığı ateşte kül olup...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar.
Şarkılar; Madrigal - Kelebekler 🦋
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah gözlerimi zorlukla açmıştım. Komodinin üzerinde duran telefonumu alıp saate baktım. 12.30'du. Ben bu saate kadar nasıl uyumuştum?
Başıma giren keskin ağrıyla bıraktım telefonu aynı yere. Doğrulur doğrulmaz öksürük tutmuştu. Bacaklarım, özellikle de belim sızlıyordu. Anlaşılan dün yediğim soğuğun üstüne bir de yağmuru yiyince hasta olmuştum tabi.
Kapı açıldığında annem elinde bir tast ve havluyla girdi odaya. "Uyandın mı kuzum?"
"Niye uyandırmadın?"
"Ateşin vardı çiçeğim." Elindeki tastı komodinin üzerine bırakıp belimden tutarak yatırdı beni. "Sabah seni uyandırmak için geldim, öksürüyordun ayrıca ateşlenmiştin. Ben de uyuman gerektiği için ellemedim."
Tasttaki suya havluyu sokup sıktı ve katlayıp alnıma koydu, ardından diğer havluyu da ıslatıp boğazıma sardı. Sirke kokusu burnuma dolarken öksürdüm yeniden.
"Sirkeli su mu bu?" diye sordum yüzümü ekşiterek.
Başını salladı. "Ateşini hemen düşürür bu." Cevap vermeden önüme döndüm. O sırada annem konuşmaya devam etti. "Nasıl hasta oldun bu kadar?"
Sıkıntılı bir nefes vererek alnımdaki bezi yeniden ıslatıp koydu. Ben iseöksürüphapşırmaya devam ediyordum.
❥❥
Gözlerimi açmakta yine zorluk çekerken ne zaman annemin gittiğini ya da ne zaman uykuya daldığımı hatırlamıyordum. Saatte baktığımda ise 15.47'ydi. Nasıl bu kadar uyumuştum ben, üstelik hala esniyordum. Yine öksürmeye başlarken komodinin üzerinde duran peçeteyle akan burnumu sildim. Annem bu sefer elinde dumanı tüten bardakla girmişti içeri.
"Ihlamur yaptım kızım, iç sıcak sıcak iyi gelir."
Uzattığı kupayı alıp dudaklarıma değdirdim fakat o kadar sıcaktı ki içemeden geriye çektim hemen, soğuması için üflemeye başladım. O an aklıma babamın gelmesiyle anneme çevirdim bakışlarımı. "Babam sormadı mı hiç?"
Başını kaldırdı. "Yok, hasta olduğunu söyledim ses etmedi."
Ne zaman umrunda olmuştu ki zaten. "Anladım," diyerek bir yudum aldım ıhlamurdan. Yakıcı tadı şiş boğazımdan geçerken canımı yakıyordu.
