77. MELİS & ATAKAN

6.6K 381 65
                                    

MELİS ERDEM

Yattığım yataktan sinirle kalktığımda telefonu kapatıp cebime koydum. Atakan'ı en az dört defa aradığım halde hala meşgule atıyordu!
"Nur!" diye seslendim, duş alan hanımefendiye. "Ben çıkıyorum odadan, haberin olsun!"

"Tamam abla!" diye bağırdığında kapıyı açtım, ama kilitlersem içeride kalırdı bu şimdi.

"Kapıyı kilitlemedim ona göre!" diye bağırdım, ses gelmeyince de kapıyı kapatıp çıktım odadan. "Şimdi öldürdüm seni Atakan!" Söylene söylene Atakan'ın odasına gitmek için bir kat yukarı çıktım. O kadar büyüktü ki burası; yürümekten bacaklarım kopuyordu! Sol tarafa döndüğümde karşılıklı odadan Atakan'ın olanın kapısına vardım. Birkaç kez çaldım ama açan olmayınca girdim içeriye. "Atakan?" Odanın içine doğru yürüyüp etrafa bakındım. "Neredesin lan?" Duş kapısını çaldım birkaç kez, içeriden ses gelmeyince açıp baktım ama orada da yoktu. "Neredesin ya!" Sinirim gerçek anlamda bozulurken odadan çıkıp karşı kapıyı çaldım. Burada normalde Cengiz ve Yağmur kalıyordu ama kapıyı Berk açtı.

"Basıldık." dedi Yağmur, beni görünce.

"Teslim olun." deyip güldüğümde o da güldü. "Atakan'ı gördünüz mü?  Odasında yok, nereye gitmiş olabilir?"

"Atakan arka bahçede." dedi Berk. Ona teşekkür edip oradan ayrıldım ve hiç beklemeden aşağıya inip gecenin karanlığında söylenerek arka bahçeye gitmeye başladım. Normalde buralarda bahçeyi aydınlatan ışıklar olurdu ama şu an nedense etraf zifiri karanlıktı. Korkmuyordum ama insan geriliyordu haliyle.

"Atakan!" diye seslendim rastgele. "Nerdesin amına koyayım!" Sıkıntıyla ofladım. "Seni bir tutayım si..." Birden belime sarılan kollarla beraber sesli bir çığlık attığımda kokusundan tanıdım bunun Atakan olduğunu. "Ya iyi misin sen ya! Ne yapıyorsun!"

"Nasıl tanıdın lan?" dedi şaşkınca.

"Kokundan yavrum, indir beni."

"Köpek misin kızım sen?" İndirdiğinde ona döndüm. O sırada bahçenin ışıkları da açılmıştı.

"Ne bu? Aklınca çok sakin dakikalar geçirdi azıcık da Melis'i ben gereyim falan mı dedin?"

Güldü söylediklerime. "Şu manyak düşünceleri bir bırak." Elinin birini belime sardığında kaşlarımı kaldırdım. "Bir etrafına bak da sonra kırarsın kafamı." dediğini yapıp etrafıma baktığımda ağzım bir parça açılmış olabilirdi. Zira o kadar güzel görünüyordu ki burası; büyülenmiş gibi hissediyordum. Led ışıklarla süslediği koca ağaçların altında, yerde iki tane kadeh ve koca bir şişe şarap vardı. Oturacağımız beyaz pufların tam karşısında beyaz bir perde vardı. Kaşlarımı çattığımda "Projeksiyon," dedi Atakan. "Çürük Ali'yle mikrop Necati'yi izleyeceğiz."


Sesli bir kahkaha attığımda hemen sarıldım ona. "En sevdiğim çizgi film." Sesimdeki hayranlık resmen beni ele veriyordu. "Unutmamışsın..."

"Senin hakkında neyi unuttum ki bunu unutayım güzelim?" O da bana karşılık verdiğinde ikimiz de sıkıca sarıldık birbirimize. "O halde," diyerek geri çekildi Atakan. "Uzatmaya gerek yok." Aldığı hızlı nefesler önemli bir şey söyleyeceğinin göstergesiydi. Atakan'ı tanırdım, o ne zaman önemli veya ciddi bir şey söylese hep hızlı nefesler alırdı.

"Ne oldu?" Kaşlarımı kaldırdım. "Ne bu telaşın aslan parçası?"

"Dur dur." Cebinden bir şey çıkarıp bana uzattığında kocaman açıldı gözlerim. Bu bir yüzük kutusu muydu? "Evlensene benimle." Ben daha gördüğüm şeyin şokunu yaşarken bir de söylediği şey yüzünden bir parça ağzım açılmış olabilirdi. "Küçük küçük Melis'ler olsun istiyorum lan evimde. Her tarafta gezsinler, babalarının başını yesinler, Abdullah abilerini köle yapsınlar. Ha, çok güzel olmaz mıydı?"

"Ne?"

"Senden çocuğum olsun istiyorum-" demesine kalmadan bir tane geçirdim suratına. "Lan ne vuruyorsun amına koyayım!"

"Böyle teklif mi olur gerizekalı! Eskorta yatalım der gibi!"

"Lan ne alakası var!" dediğinde elindeki yüzük kutusunu alıp kapağını açtım. O kocaman tektaşı gördüğümde içimden bir hoay maşallah geçmiş olabilirdi, zaten geçmezse ahı kalırdı.

"Oha! Ne zahmet ettin Atakan? Direkt madenden elmas kazıp gelseydin ya?"

"Dalgaya vurma kızım." dedi ciddiyetle. "Azıcık ciddi ol. Burada istikbalimiz mevzu bahis." Kaşlarımı kaldırıp ona bakmaya başladığımda ellerimi tuttu. "Evlencen mi benimle?"

"Evleniyim mi?" Söylediğim şeye gülmemek için yanağımın içini ıssırıyordum.

"Evlen lan," dedi boynunu büküp.

Daha fazla dayanamayıp seslice güldüm. "O zaman evleniyim hadi."

Şaşırdı Atakan; reddetmemi falan bekliyordu sanırım. "Vallaha mı!"

"Vallaha." Uzanıp kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı boynuna bastırdım. Gülerek kollarını bana sardığında sesli güldüm.

"Hemen evlenelim, olur mu başkan?"

"Olur reis olur." 

💚

Hemen evlenin tabi, küçük küçük Melis'ler olsun ALDHWODKEJÜWODJE

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin