79. AL YANAKLI PAPATYA

11.3K 452 286
                                    

"Al yanaklı."

🤍

Bundan seneler seneler önce, ben gelip de bana bu anı gerçekten yaşayacaksın deseydi; şüphesiz ki ona gülerdim. Ben kim, Demir Atasoy kim der geçerdim. Öyle ki onun adını duyduğumda bile heyecandan kalbimin ritimleri yön değiştirip kendini saklama isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Şimdi bile öyleydi ama önceden olsa değil elini tutmak, onun gözlerine bile bakamazdım.


İşte hayat bu kadar şaşırtıcıydı. En beklenmedik anda hatta en zor anımda bana gelmişti sevgilim. Beni kurtardığı gün dün gibi dolanıyordu zihnimde. Sanki bundan seneler önce değil de, günler önce yaşamışız gibi hissediyordum her şeyi.

Gözlerime ilk kez kaskın kopçasını takarken bakmıştı; o an derin bir girdaba dalmak gibiydi. Girdabın o uçsuz bucaksız çukuruna düşmek gibiydi ve evet, öyle de olmuştu. Ben onun gözlerindeki girdaba düşüp, düştüğümdeyse evimi bulmuştum; o çok sevdiğim kalbini.

O gün o boks kulübünde aramızda daha hiçbir şey yokken dudaklarının dudaklarımda bıraktığı o nefes kesici dokunuş silinmiyordu hafızamdan. Sanki daha önce ben hiç nefes almıyormuşum, Demir'in dudaklarını hissedince hayat bulmuşum gibiydi. O an, o dokunuş ve hissiyat kalbimi hatırlayınca bile hızlandırıyordu.

Bana sarılışı, kokusunu aldığım ilk an. Kendimi hiç olmadığım kadar evimde ve güvende hissettiğim o gün. Öz babam tarafından satılmaya kalkıştığım gün; ilk kez bir erkeğin benim için ağlamasına şahit olmuştum ve bu kişinin üç yıl boyunca yalnızca uzaktan sevebildiğim adam olması yüreğimi öylesine coşturuyordu ki; aslında o gün anlamıştım bana karşı boş olmadığını. Seviyordu beni, belki de benim onu sevdiğimden bile çok seviyordu ama bunu söylemeye aramızdaki yaş farkı yüzünden korkmuştu. Kendi için bile değildi bu korkusu, sırf ben üzülmeyeyim, pişman olmayayım diye elinden geleni yapmıştı. Beni her defasında vazgeçirmeye kalkmıştı ama ben yine de kendi bildiğimi okumuş, aşkıma kör bir halde sevdiğim adamın kollarına koşmuştum.

Karşımdaki manzaraya bakıp iyi ki, diyordum şimdi.

Bu uğurda canımdan çok sevdiğim biriciğimi kaybetsem de; yine de geriye dönsem yine severdim onu. Vazgeçmezdim ondan. Öyle ki; istese sorgusuz sualsiz kendi canımı bile önüne sererdim.

"Kızım," dediğinde, sanki tüm dünyada bir tek onun sesi duyuldu. "Giy bakalım bunu üzerine."

"Bapa istemiyoyum! Pen punu giyicem." Tatlı bebeğim eline aldığı babasının deri ceketini yerden kaldıramıyordu bile.

Kıkırdadım bu haline. "Almila'm." Demir'in sesi her konuştuğunda kalbime işliyordu. Öyle aşkla bakıyordu ki kızımıza, ona bir kez daha aşık oldum. "Bir tanem sen bunun içinde kaybolur gidersin, hadi üzme babayı giy bakalım şunu." Elindeki pembe ceketi ona uzattı ama Almila reddedip babasının deri ceketini kaldırmaya yeniden yeltendi.

"Çiçeğim," diyerek bu konuya el attım. "Babayı üzmek yok."

"Anne yütfen..." O sarıya çalan altın harelerini bana yönelttiğinde buna karşı koymak çok güçtü. Bembeyaz teni, adına yakışır koca kırmızı yanakları ve kahvenin en açık tonu olan saçlarıyla kocaman kehribar gözlerini öne çıkarıyordu. "Sadece bikeyecikk!" Dayanamayıp gülümsediğimde Demir de gülerek yanağını öptü. "Giyebiliy miyim bapa?"

Demir bana bakıp gözleriyle aşkını saçarken "Giyebilirsin tatlım." diye huzurla mırıldandı. "Ama ağır olursa hemen anneye söylüyorsun tamam mı?"

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin