70. TRABZON KABUSU🍃

8.8K 484 423
                                    

İyi okumalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 

🍃

Beynimin içinde hala yankısı devam eden kurşun sesi bir yana, konaktakilerin çığlığı bir yana, asiye babaannenin tüfek kapması bir yana, dışarıdan gelen bağırışlar bir yana dursun; eğildiğim için başımın dönmesi ve midemin sarsılması bir olmuştu. 

"İyi misun!" Farah abla eğilip kolumu tuttuğunda başımı salladım, ama üzerine kusmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Kimdur bu tepsi kafali!" Asiye babaanne kaptığı tüfekle dışarıya fırlarken Kamil, Oktay abi ve Ferdi abi de peşinden koşmuştu.

"Siz buraya bekleyun." Farah abla bizi tembihleyip yanımızdan ayrılırken masanın altından çıktım. İçime derin bir nefes alırken, Banu abla yemeğini yemeğe devam ediyordu.

Dördümüz şaşkın şaşkın ona bakarken, "Ne bakaynuz?" dedi gözlerini kısıp. "Alıştum artuk da!"

"Her zaman birileri evinize ateş mi ediyor?" diye sordu Melis. Haliyle Atakan'ın ailesinin ne tür bir manyak olduğunu çözmeye çalışıyordu.

"Yok kuzum sen bu deliye bakma." dedi Oya abla. Onun burada olduğunu konuşmasa hatırlamayacaktım. "Burası Karadeniz, her gün avcılar ormanda silah sıktığı için alıştık bu seslere. Banu da onu demek istedi."

"Anladım," dedi Melis, kapıya dönerken.

"Gidip bakalım." Nur meraklı meraklı kapıya yürürken peşinden beni de sürüklüyordu.

"Kız dur, biri bir yerimize bir şey sıkacak!"

"Asiye babaanne korur bizi." deyip kapıdan çıkardı ikimizi de. Elinde silah olan orta yaşlarda bir adam duruyordu dışarıda. Arkasında ise dört adam, bir kadın. Kadın ağlıyordu, Farah ablayla aynı yaşlarda duruyordu.

"Ne isteysun gavat hüsni!" dedi Oktay abi, sinirli sinirli. "Ne ateş edeysun, ula orman mi burasi!"

"Orman aslında." dedi yanımdaki Nur, gözleri etrafta gezinirken.

Kolunu çekip "Sus duyacaklar!" diye kızdım. Bu olaya karışmasak iyi olacaktı. İçimden Demir'in gelmesi için resmen yalvarıyordum.

"Senin o got kafali uşağun bizim kuzi kaçirmiştur!" Hüsnü denilen adam konuştuğunda Nur'la aynı anda elimizi ağzımıza kapadık.

Yaşlı adamın arkasından uzun boylu biri çıktı. "Nerede ula o serhat şerefsuzi!" En az Atakan kadar iri bedeniyle öfke saçıyordu. Sarı saçlı, mavi gözlü, kısacası tipik bir Karadeniz uşağıydı.

"O ağzunu topla Tolga!" diyen Kamil öne atıldı. "Kimse benim abimle böyle konuşamaz!"

"Konuşursam ne olur?" dedi Tolga. Kamil'e doğru adım attığında, Kamil de korkusuzca ona adımladı.

"Ben toplamasuni bilirim." dediğinde Tolga ona vuracaktı ki Asiye babaannenin tüfeği havaya sıkmasıyla ikisi de yerinde sıçradı.

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin