60. YENİ BAŞLANGIÇLAR

11.6K 562 233
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle de yorum istiyorum! Okuyan herkesten.

✿✿✿

"Sakın vazgeçme; hevesle yanan bir mum, sönmez güçsüz bir nefesle."

🤍

Bir Hafta Sonra...

İnsan yaşadığı zaman hafıza kaybı yaşayabilir miydi? Ben son bir haftadır yaşadıklarımı silmek istiyordum. O bir hafta içinde Demir'in evlenme teklifi haricinde başka iyi bir şey olmamıştı. Onu unutmak istemiyordum ama diğerleri yanan bir kor ateşi gibiydi. Kalbimin üzerine kurulu bir şömineydi. Duygularım ve hissettiklerim şöminenin ateşini harlarken, Demir'in sözleri ateşe su döküyordu. Bana iyi gelen tek insan oydu. Canım ne kadar yanarsa yansın onun yanında tüm acım kifayetsiz kalıyordu. Annemi deli gibi özlememe rağmen içimi bir şekilde rahatlatmayı başarıyordu. Demir'in kalbi de aynı acıyla kavrulurken onun hissettiklerini gözlerinden okuyabiliyorum. O da en az benim kadar bitkindi. Yorulmuştu. Üzülmüştü. Kırılmıştı. Dahası benim için içeriye girmeye kalkmıştı. Bunu aklı başında olan bir adam yapmazdı. Bizim aklımız konu birbirimiz olunca tamamıyla gidiyordu. Demir için her şeyi yapardım, ki Demir de benim için her şeyi yapardı. Bunu bana en acı şekilde hissettirmişti.

Bu bir hafta içinde annemi toprağa teslim etmiştik. Çaresizce bedenini toprağa gömmeden önce onu son kez görmek istemiştim, ama yüzü ve bedeni yandığı için tanınamaz haldeydi. Bu durum içimi yaksa da artık olan biteni kabul etmekten başka çarem yoktu. Annem o pislik tarafından yakılmıştı. Hem de canice. Onu gömerken nefretimi de gömmüştüm, çünkü aynı gün, benim öldürdüğüm pislik de toprağa verilmişti. Gidip mezarına tükürmek istesem de bunu yapmadım. Kalbine sıktığım o kurşun, ona yeterliydi.

"Hazır mısın bebeğim?" diyordu Demir'in sesi. Bugün birlikte kafa dağıtmak amacıyla yarışa katılacaktık. İlk başlarda karşı çıksam da Demir'in ısrarları sonucunda kabul etmiştim. Beni üzgün görmek onu da üzüyordu. Artık toparlanmanın vakti gelmişti. Annemin acısı her ne kadar yüreğimi yaksa da, bunu içimde yaşamalıydım. Sevdiğim adama bunu yapmaya hakkım yoktu.

İçimi oydum. Sonra o oyuktan kendime yeni bir yaşam doğurdum. Ben artık kimsenin baskısı altında kalmayacaktım. Yalnızca Demir'le mutlu olacaktım. Kimsenin bizi üzmesine izin vermeyecektim. Bu en yakınımız olsa bile.

Yarım deri ceketi üzerime giydiğimde altımdaki kargo pantolonun ipini bağladım. Yüksek taban beyaz sporları da giydiğimde hazırdım. "Geliyorum," diye seslendim kapıya doğru. Aynaya baktığımda iç çektim. Göz altlarım ağlamaktan şişmişti. Beyaz tenim artık solgunluktan sarıya çalıyordu. Bugün kendimi toparlayacaktım. En azından Demir için iyi olacaktım.

Odadan çıktığımda merdivenleri indim koşar adımlarla. Aşağıya indiğimde Demir elindeki kahveyle yemek masasında telefonuyla uğraşıyordu. Adım seslerimden geldiğimi anlamış olacak ki telefonu bırakıp bana döndü. Gözleri üzerimde gezinirken günler sonra ilk kez gözleri mutlulukla parıldadı. "Efnan'ım," dediğinde sesi sanki tozlanmış bir defterin üzerini üflemiş gibiydi. "Seni toparlanmış görmek güzel." Ona gülümsediğimde kalkıp yanıma geldi. Ellerimi tutarken o da gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun ufaklık, her zamanki gibi."

Gülümsemem genişlerken başımı omzuma doğru eğdim. "İltifatınız için teşekkür ederim Demir Bey fakat size hatırlatmak istediğim bir husus var." Cevap bekler gibi baktığında uzanıp yanağını sıktım. "Yarışa geç kalıyoruz Demir adam."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin