Motor yarışlarının gözde ismi olan Demir Atasoy, yıllardır kendisine platonik olan genç kız ile talihsiz bir şekilde ansızın tanışır ve tatlı serüvenimiz başlar.
İnsan yaşadığı yerden koparmış. Kırıldığı kalpten gömülürmüş. Yandığı ateşte kül olup...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerimi açar açmaz yataktan doğrulup kollarımı iki yana açarak esnedim. Hemen bu güne başlamak ve Demir'i görmek istiyordum. Geceden beri aklımdan bir an olsun çıkmamıştı, deli gibi özlemiştim onu, bir gecede bile.
Ben esnemeye devam ederken telefonum titremeye başlamıştı. Hemen uzanıp baktığımda arayanın Melis olduğunu gördüm, hemen açıp kulağıma götürdüm telefonu.
"Melis'im?"
"Nerdesin kızım ya? Dün ders vardı biliyorsun değil mi? Ondan önceki gün de vardı. İki gündür derse gelmiyorsun."
"Babam yüzünden."dedim yalan söylemeden. Zaten Melis babanla olan durumumu biliyordu.
"İyi misin? Ne yaptı yine?"
"Beni satmaya çalıştı."
"Ne! Ne diyorsun sen?"
"Uzun hikaye, kahvaltıya geliyorum, anlatacağım. Hemen Abdullah'ı gönder taze çay demletsin."
"Tamam, çabuk gel."
"Tamam."
Konuşmayı bitirip telefonu yatağın üzerine bıraktım. Üzerimdeki kıyafetler artık kokmuştu neredeyse. Melis'ten sonra eve gidip eşyalarımı alacaktım. Aynı şekilde anneminkileri de alırdım ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.
Hemen yataktan doğrulup büyük odanın içinde kalan kapıya doğru yöneldim. Burası banyo tuvalet olmalıydı.
Harbi Demir bu kadar zengin miydi ya? Sadece motor yarışından böylesine para kazanacağını sanmıyordum. Gerçi motor yarışı baya kazandırıyordu. Ayrıca Demir bu işe daha dün başlamamıştı. Duyduğum kadarıyla on sekiz yaşından beri yarışlara katılıyordu, ama yine de bu kadar kazanabildiğini düşünmüyordum.
Daha fazla Demir'in zenginliğini düşünmeden kapıyı açıp girdim içeri. Bizim salon kadardı burası. Kocaman bir küvet, duşa kabinin yanında duran bölmede ise klozet ve lavabo vardı.
Lavaboda yüzümü yıkayıp rulo halinde dürülü, sanırsam misafir havlusu olan havlulardan bir tane çekip yüzümü kuruladım. Aynı nevresimler gibi havlu da mis gibi kokuyordu.
