31. BERABER UYUMALIYIZ

27.8K 1.3K 464
                                    

Vote atmayı unutmayın.

Şarkı; Tuğkan - Sen Benim

🫀

"Yengenizi üzmediniz değil mi?" Demir elindeki poşetle yanımıza yaklaştı. Yenge miydim ben şimdi? İç çekerek Demir'e bakarken Mert öne atıldı.

"Ne üzmesi abi, gözümüz gibi baktık yengemize!"

Yenge sıfatı kalbimi kelebeklendirirken hıçkırmamak için başımı soluma çevirdim. O sırada telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Demir'in de bakışları bana kayarken telefonu çıkarıp mesaja baktım.

Berk: Yarın görüşelim mi kül kedisi? Seninle konuşmak istediğim önemli bir konu var.

Kaşlarımı çattım hemen. Berk'in benimle konuşacağı ne gibi önemli bir şey olabilirdi ki?

Ne olduğunu söyle, bakarız. Mesajı yazıp kapadım telefonu. Demir çocuklara poşetteki dürümlerden vermişti. Yanıma oturup dürümün birini bana uzattı.

"Ketçaplı mı bu?" diye sordum elinden alırken, döner'in kağıdını soyup içine baktım.

"Ketçapsız, sade döner," dedi, bir yandan da ayranı çalkalıyordu. Dönerden bir ısırık aldığım sırada yeniden mesaj gelmişti, sıkıntılı bir nefes vererek telefonu açtım.

Berk: Yüz yüze konuşmamız daha doğru kül kedisi. Senin için önemli mi değil mi bilmiyorum, ama benim için hayati bir mesele. Yarın evden alırım seni.

"Kim?" Yanımda duran Demir kaşlarını çatarak telefonuma bakıyordu. Berk dersem yine ayarları bozulacağından yalan söylemeyi seçtim.

"Annem." Döneri ısırırken başını salladı. Çalkaladığı ayranı bana uzatıp kendine diğerini çalkalamaya başladı. "Aferin, böyle itaatkar ol." diyerek sırıtarak ayranımı yudumladım.

Bir yandan ayranı çalkalarken başını bana doğru yatırdı. "Çocuklar olmasa gösterirdim ben sana itaatkar olmayı." Ağzımdaki döner boğazıma kaçarken öksürmeye başladım. Demir'se piç gülüşüyle elini sırtıma yerleştirdi. "Ayranını iç ayranını."

Gözlerimi ondan kaçırıp hala öksürürken ayranı yudumladım.

❥❥

Yemeği yerken çocuklarla birkaç konudan konuşmuştuk. Onlara hayatlarını sormaya çekinmiştim, ama onlar anlatmaya çekinmemişti; Mert en büyükleriydi, yani on beş yaşındaydı. Ailesi onu daha beş yaşındayken bakamadıkları için terk etmişti. Mustafa on üç yaşındaydı. Annesi ve babası öldükten sonra hiçbir akrabası onu kabul etmemişti. O da yurda gitmek yerine sokakları tercih etmişti. Efe ise sekiz yaşındaydı. Gözlerine kadar uzun sarı saçları ve tombul yanaklarıyla gerçekten de çok tatlıydı. Onun hikayesi çok başkaydı. Mert onu çöpün kenarında ağlarken bulmuştu. Kaybolmuştu ve daha üç yaşında bir bebekti. Evet, hepsinin hikayesi can yakıcıydı, ama beni en çok yaralayan Şükrü'nün hayatı olmuştu. Henüz on yaşındaydı. Babası ona şiddet uyguladığı için evden kaçmıştı. Söylediğine göre babası annesini de gözlerinin önünde öldürmüştü.

"Ufaklık?" Demir'in sesiyle başımı ona çevirdim, arabaya bindik bineli ikimizden de ses çıkmamıştı. "Ne o? Daldın gittin."

Gözlerimi karanlık yola çevirdim. "Çocuklara aklım takıldı."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin