34. KURŞUN

24.7K 1.1K 603
                                    

Bölümü nasıl yazmışım, resmen felaket...

Şarkı; Onur Can Özcan - Yaramızda Kalsın

Çok sövmeden okuyun, iyi okumalar.

🥺

Ampulü Demir'e uzattım, bir yandan da telefonunun ışığını yukarıya doğru tutuyordum. O sırada sessizde olan telefonu titrerken ekranı açılmıştı. Birinden mesaj gelmişti. Evet, birinin mesajını izinsiz okumak iyi bir şey değildi ama göz hakkına bir şey diyemezdik, öyle değil mi?

0539 231 ** ** : Yarım saat içinde o senetleri imzalamazsan bu gün senin ölüm günün olacak canım kardeşim (:

Ağzım şaşkınlıktan bir parça açılırken telefonun ekranı da kapanmıştı. Kimdi bu! Ne diye Demir'e tehdit mesajı gönderiyordu!?

"Ufaklık?" Ağaçtan ne zaman indiğini fark etmediğim Demir'e döndüm.

"Hı?"

Kaşlarını çattı. "Bir sorun mu var?" Vardı, hem de çok büyük bir sorun vardı! Birisi onu öldüreceğini söylüyordu, daha ne olabilirdi ki.

Tam konuşacakken kapının önünde duran arabaya döndüm. "Yak bakalım, yanıyor mu?" Demir'se başını çevirmiş ışığı kontrol ediyordu.

Dediğini yapıp ışığı yaktım. Karanlık bahçe aydınlanırken telefonunu Demir'e uzattım. "Eline sağlık."

"Seninde güzelim," derken aldı telefonu elimden.

"Ya Allah aşkına kim gönderdi bunu başıma ya!" Melis söylenerek iniyordu kamyondan. Kıkırdayarak yanlarına doğru adımladım.

"Ne oldu yine?"

Gözlerinden adeta ateş çıkarken Atakan'a döndü. "İki saatir aynı yatağı bir indiriyoruz, bir kaldırıyoruz! Buna beğendireceğiz diye belimiz koptu ya!"

"Ya Allah aşkına," diyerek Atakan da arabadan indi. "Bu yataktaları yan yan basmışlar, ona da oldu diyorlar! Öyle yatak mı yüklenirmiş be!"

"Bak sikice-" annem kapıdan çıkarken Melis'in küfürü yarıda kesilmişti.

"Getirdiniz mi çocuklar?" dedi gözleri kamyonda gezerken.

"Getirmişler anne görmüyor musun?" Yalandan bir gülümsemeyle kamyonu işaret ederken annem sinirle bana döndü.

"Görüyorum Efnan, kör değilim kızım."
E niye soruyorsun o zaman? diye sormak istesem de soramayıp gözlerimi havaya doğru kaldırdım.

"Hadi indirelim şunları."

Atakan bir tarafa, Demir diğer tarafa geçerken Melis'le biz de yanlardan tutmuştuk. Abdullah kamyoncuyla ilgilenirken annem bizi yönlendiriyordu.

"Yan yatır," dedi Demir, Atakan'a doğru aksi takdirde bahçe kapısından geçmemiz imkansızdı.

"Yok yok gerek yok, yatağı az bir şey eğin yeter!" Atakan yatağı eğmeye çalışırken ağrıyan boynumla Atakan'a döndüm.

"Yan yatır ulan şunu!"

Beni takmayıp yatağı eğmeye devam ediyordu. "Sen bırak küçük şey, bu böyle girecek!" dediğini yapıp yatağı bıraktığımda annemin öldürücü bakışları beni bulmuştu. Yalandan gülerek yeniden yatağı tuttum.

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin