6🏹

1K 86 25
                                    

Gülümseyerek tavana bakıyordum. Derek canlanmıştı ve aşağıda oğluyla beraber uyuyorlardı. Gözlerimi kapatıp kalp atışlarını, nefes seslerini, kalbini yani tamamen onu dinlemeye odaklandım. Derin bir uykudaydı ama tetikteydi belki aynı odada olsanız anlamayabilirdi fakat yaklaştığınız an uyanırdı.
Eli ise gayette derin bir uykudaydı.

Şükür ki kendimle vakit geçirmeyi seven bir insan olduğum için geceleri bana o kadar korkunç gelmiyordu zaten gece doğaüstüler için yaşama zamanıydı. Yatakta döndüm Derek'lerle uyumak isterdim şu an. Canım sıkıldığı için sessiz bir şekilde aşağı indiğimde Peter'ın sıkkın bir şekilde koltuklarda oturduğunu gördüm.

Su içtikten sonra yanına geçerek koltuğun başına oturup ona döndüm.
"Yine aklında ne tilkiler dolaşıyor bakalım söz söyler söylemez diğerlerine yetiştirmeyeceğim...yani en azından bu gecelik."
"Uğraşma benimle velet." Sesinin gerçekten sıkkın olmasıyla ciddileştim ne kadar sevmesemde ister istemez ona bir yakınlık duyuyordum komik adamdı vesselam.

"O zaman anlat ya da dur ben tahmin edeyim yalnızsın kendi kızın bile sana sırtını çevirip Scott'ın sürüsünde ve herkesi affeden Scott sana gelince boka davrandığı gibi davranıyor."
Bana baktı gözlerinde saf keder gördüğümde derin bir nefes çekip bıraktım.
"Peter en azından yalnız değilsin yanında Derek ve Eli var onlar senin ailen ve Malia'da her ne kadar kabul etmek istemesede seni seviyor." Bunları söyledikten sonra alayla güldü.

"Hepsinin benden nefret ettiğini biliyorsun nefes almama bile katlanamıyorlar."
"Regli misin ne bu ergen tripler senin nefes almana katlanamasalardı şu an burda değil tekrar toprağın altındaydın buna emin olabilirsin Derek senin aileden kalan son kişi olduğunu biliyor ve sana değer veriyor bu kadar kör olma." Her sözümde ciddiydim laf olsun diye söylemiyordum bunlar benim hissettiklerimdi.

"Üzüntünü anlıyorum dostum bir sürüde değilsin ve bu seni kabul etmesende eksik hissettiriyor sorun değil bu senin doğan ama Derekleri sürün gibi kabul etmeyi deneyebilirsin işe yarar mı bilmiyorum."
"Stiles Derek ölmeden önce alfaya dönüşmüştü." Şaşkınlıkla ona baktım Derek betayken bile her zaman alfa gibiydi ama tekrardan gerçekten dönüşmesi şaşırtmıştı beni.

"Gerçekten mi bu harika! Yarın sabah emin oluruz eğer hala alfaysa onunla konuşursun ve sürüsüne katılırsın." dediklerimle beraber düşünceli bir şekilde kafasını sallayıp ayaklanmasıyla bende ona eşlik ettim bir kaç saat sonra hava aydınlanacaktı zaten.
"Teşekkür ederim velet."
"Beni bilirsin her zaman havalı ve harikayımdır beni gördüğün için her gün şükretmelisin."

Ben konuşurken o arkasını dönmüş merdivenden çıkarak odasına gittiğinde dudaklarımı büzdüm. Hiç biri beni hak etmiyordu gerçekten. Kafamı çevirip uyuyan Dereklere baktım. Eli'nin kolu, bacağının teki ve kafasının yarısı yatağın dışındaydı kısaca dağınık yatmıştı Derek ise yüzüstü yatarak yastığının altına kollarını sokmuştu. Dudaklarımı yaladım gerginleştiğinden dolayı kolları şişmiş ve sırtı daha da göz önünde duruyordu gerçekten Derek herkesin ilgisini çekebilecek bir adamdı.

Yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladım her an dönüp ona sokulmaya çalışabilirdim ama bilirsiniz boğazımı seviyordum. Sonunda havanın aydınlanması ve aşağıdan gelen uyanma sesleriyle şükür çektim bir ara kesinlikle kendimi açıklamalıydım yoksa sıkıntıdan patlayacaktım. Aslında uyuyabilirdim ama bunu yapmak hoşuma gitmiyordu.

Eli'nin odaya girmesiyle bende yataktan kalktım. "Günaydın yavrum."
"Günaydın baykuş." Saçlarını karıştırıp aşağı indiğimde Derek'in kahvaltı hazırladığını gördüm. "Yardım ister misin diye soracağım ama yaptıklarının boşa gitmesini istemem."
Bana dönüp süzdükten sonra kafa salladı.
"Kesinlikle o yüzden geç bir köşeye."

Sırıtarak tezgahın önündeki sandalyelerden birine oturdum ona yakınlaşamasamda uzakta durmak istemiyordum. "Nasıl hissediyorsun?"
"Normal." Cevabıyla kaşlarımı çattım.
"Senin için normal demek ne demek Derek?"
Çocuksu bir ses tonuyla sormuştum istemsizce
Kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakıp tekrar işine döndü. "Stabil demek Stiles."

"Cevaplarından hoşlanmadım koca adam nasılsın diyorum stabilim diyorsun ölümden döndüğün için nasıl olduğunu sorduğum için kusura bakma."  Bıkkın bir şekilde nefesini bıraktı. "Ne duymak istiyorsun?"
"Artık bir şey duymak istemiyorum sayende konuşmak için heves bırakmadın." Tamamen bana dönüp elini tezgaha yaslayıp yüzünü hafif bana eğdiğinde yutkunmamak için çabaladım.

Yakından daha yakışıklıydı. Uzaktanda yakışıklıydı sonuç olarak her haliyle Yunan Tanrısıydı. "Kötü hissetmiyorum, iyi hissetmem içinde bir şey olmadı ama tuhafta geliyor." Söyledikleriyle sevinmiştim kendini ifade etmiş geçiştirmemişti. "Olur böyle şeyler ya çok takma kanka" dememle gerizekalıya bakar gibi bakıp önüne dönmüştü napsaydık karşılıklı ağlasamıydık.

Eli ve Peter'ında gelmesiyle hazır olan kahvaltıya oturduk yemiyormuş görünmemek için tabağıma bir kaç bir şey koyup ara ara yedim. Ot yiyormuş gibiydim ne yediğimi anlamıyordum zaten. Derek bize mutfağı toplayın dedikten sonra Peter ve benim üç beş tabak kırmamıza ve Derek'in gelip eğer bir şey daha kırarsak bize yedireceğini söylemesine rağmen el ele verip mutfağı toplamıştık.

Kitap okuyan Derek'in yanına geçerek oturduk hepimiz başka koltuklarda oturuyorduk. Ben koltuğumda uzanıp Derek'e döndüm. "Derek şu anda nesin?" Okuduğu kitaptan kafasını kaldırarak bana bakarak ne dercesine kaşlarını kaldırdığında açıklama gereği duydum. "Beta, omega, alfa?" Gözleri anlık Peter'a baksada tekrar bana döndü. "Alfayım." Gururlu bir şekilde gülümsedim.

"Yani kendi sürünü kurabilirsin."
"Neden, seni sürümemi almamı istiyorsun eğer aklında böyle bir düşünce varsa kesinlikle unut." Kaşlarımı çattım benden iyisini mi bulacaktı ulan! "O nedenmiş benim gibi Zeki birini herkes sürüsünde ister!"
"Evet ama senin gibi sakarını asla. Yanlışıkla betalarımı öldürmeni göze alamam."

"Ha ha öleli baya şakacı olmuşsun canım."
Sırıtarak kitabına dönecekken çalmaya başlayan telefonunu açtı kulağımı kabartıp arayan kişiyide dinledim arayan Scott'ı. Buluşmak istediğini söylemiş ve Derek'te kabul etmişti gitmek için ayaklanıp bana baktı.
"Arayan Scott'ı buluşmak istiyor." Yeni duymuş gibi "Hmm neden acaba?"

Bilmiyorum der gibi omuz silkip "Kalksana hadi gelmiyor musun?" Kafamı iki yana salladım. "Hayır Peter'la winx izleyeceğiz." Şaşkın bir şekilde ikiside bana döndü.
"Kesinlikle hayır!" Peter'a dönüp sırıttım. Derek'te "Sen bilirsin" diyip çıkarken neden gelmek istemediğimi anlayamadığı belliydi.

Kalkıp salondaki büyük televizyondan winx açtım. Bunu gören Peter ızdırap dolu bir ahlama bırakıp gitmeye çalışacakken tehdit etmemle yerine oturdu artık film arkadaşımla güzelce izleyebilirdik.

"HAYIR PETER STELLA BENİM DİYORUM"
"APTAL MISIN SEN BİR KENDİNE BAK BİRDE BANA HANGİMİZ STELLA GİBİYİZ TABİKİ DE BEN!"
"BAK SAÇLARIMA BAK SARI VE ŞU GÜZELLİĞE GÜNEŞ GİBİ PARLAYAN BANA BAK BUNAK BEN STELLA OLMAK İÇİN DOĞMUŞUM!" Ben koltuğun üstündeyken Peter'da karşımda ayakta dikilmiş birbirimize bağırıyorduk.

"Noluyor burda?" Gelen sert sesle koltuktan inip minik adımlarla Derek'in yanına gittim.
"Derek Stella benim di mi?"  Anlamadığı belli olan gözleriyle bana bakıp "Ne?" Dedi.
"Hadi ama Derek şu güneş gibi parlayan kıza bak sence o Stiles gibi bir bücürle aynı kefede olabilir mi?"
"Kes sesini sürtük kıskanma beni!"

Dudağıma sertçe vurulmasıyla şaşkınlıkla Derek'e döndüm dudaklarıma vurmuştu. "Düzgün konuş Stiles kapatın şu aptal konuyu 40 yaşında adamsın Peter kendine gel."
Peter şok geçiriyor gibi duraksadı bir an.
Güldüm salak yeni farkına varıyordu. Kafama vurulmasıyla Derek'e döndüm "Derek noluyor sana bugün bana bi ayrı şiddet uygulamak istiyor gibisin bu şartlar altında bu evde kalamam yalnız can güvenliğim yok!"

Tam cevap verecekken kapının açılmasıyla oraya döndük. Eli yüzündeki yaralarla içeriye girdiğinde endişeyle ona doğru gittik belli ki kavga etmişti.

Yeniden | bxbWo Geschichten leben. Entdecke jetzt