27🏹

453 53 34
                                    

"Önce hanginizi döveyim." Sakin bir şekilde sormam üzerine ikiside şaşkınlıkla bana bakmıştı. Danni yanımda bitip "Kaşarı ben alayım." Dediğinde kafamı salladım. Tam üstelerine gidecekken kapıdan Peter ve Elide girip onlarda şokla Derek'e bakmıştı.
"Derek?" Peter'ın seslenmesiyle Derek kendine gelip Breaden'ı yana fırlattı. Boğazını temizleyip "Peter." Dediğinde Peter kaşlarını havaya kaldırıp mal mısın der gibi bakmıştı. Kurban olduğum hemen ne düşünüyorsa gösteriyordu.

"Mal mısın oğlum bu hal ne kocanı aldatıyor musun? Erkek milleti değil mi işte!" Breaden yüzünü buruşturup "Şu kız hariç hepiniz erkeksiniz." Dediğinde Derek hariç hepimiz sinirle "Sen sus kaşar!" Demiştik. Gururla dönüp hepsine baktım canlarım benim Derek sizin parmak arası terliğiniz bile olamaz. "Cevaplamayacak mısın Derek?"
"Cevaplamam gereken bir durum yok ortada seninle ayrıldık zaten."

Sinirle gülüp aniden bağırarak ona döndüm. "Evet saatler önce beni dinlemeden terk ettin!"
Yüzüme ifadesizce baktı. "Evet sonuç olarak gelen mesajlar masum değildi." Sinirle saçlarımı çekiştirmeye başladım. "Ne diyorsun ya götünle mi okudun mesajı ayrıca ben tüm gün sana kendimi açıklayacağım diye kendimi yırttım kızı getirdim buraya sense hemen kendini başkalarının kollarına mı attın!" Ellerini cebine koyup Danni'ye saniyelik bakış atıp tekrar bana döndü.

"Nasıl tehdit edip kızı getirdiğinle ilgilenmiyorum Stiles." Afalladım. Kelimenin tam anlamıyla afallamıştım. "Sen beni sevmiyorsun." Soru değildi cümlemin içinde şüpheye yer yoktu tamamen emin ve keskin bir cümleydi. "Saçmalama şimdide beni suçlamak için böyle cümleler kurma!" Agresif tavırda söylediği cümleyle alevlendiğimi hissediyordum. "Baba-" Eli konuşmaya girerken Breaden onu susturup "Sen karışma ufaklık." Dediğinde gözüm seğirdi.

"Sen kes sesini. Eli'yle muhattap olma!" Breaden alayla gülüp "O senin çocuğun değil Stiles belli ki çok sahiplenmişsin." Boynumu kütlettim tekrar konuşacakken bu sefer Derek araya girip "Evet o haklı Eli benim oğlum Stiles ve Breaden onunla istediği gibi konuşur." Kalbim kırılmış ve camları beni içimden keserken ifadesizleşmiş gözlerimle Derek'in gözlerine baktım. Ordaki duygusuzluk beni korkutmuştu sanki dün üzerime titreyen adam değilde bir yabancı gibiydi.

Kendimi küçük düşürecek hissettiren bir şey yaptım ama biliyordum ki bu benden görebileceği son adımdı. "Senden tek beni sev istedim koşulsuz şartsız sev istedim Derek ama görüyorum ki sen ne beni gerçekten sevmişsin ne de bana güvenmişsin. Neden Derek ben sana tek kelimenle inanırken sen niye bana uğraşmalarıma rağmen inanmıyorsun." Bitkince konuşmuştum bağırıp çağırmadan sakince konuştum. Tane tane konuştum böyle konuşursam belki anlar bu sefer sandım.

Boş gözlerle bakıp "Çünkü sen bana inanmaya muhtaçsın ama ben sana inanmaya muhtaç değilim." Dediğinde anlamadığını anlayıp
öyle mi dercesine dudaklarımı büzdüm.

"Hayır Derek sen öyle aptal ve korkak bir adamsın ki benim sevgimi asla hak etmedin böyle düşündüğün için böyle davranıyorsun. Sen yalnızlığı seviyorum diyen yalnız kalmaktan deli gibi korkan bir adamsın asıl sen bana inanmaya o kadar muhtaçsın ki sen inandırayım diye uğraşmamı istiyorsun ama bunu sana vermeyeceğim Derek inanıp inanmamak sana kalmış benden bu kadardı."

O bana aynı şekilde bakmaya devam ederken hızla kendimi dışarı attığımda Danni'de yanımda belirmişti. "Keşke dövseydik." Dediğinde gülüp kolumu omzuna sardım. "Gerek yok boşa efor sarf etmeye hadi bakalım gidelim ve Klanımızla yola devam edelim seveceğine eminim." Gülüp daha çok sokuldu kolumun altına. "Sen varsan eğer seveceğime eminim." Göz kırpıp önüme döndüğümde yüzüm tekrar düşmüştü. Danni bile bana Derek'ten daha çok güveniyordu.

"Yarış yapalım mı LA'ya kadar?" Piç gülümsememle ona döndüm. "Lütfen önce siz başlayın." İkimizde hızla başladığımızda yüzüme vuran hava aralarından geçtiğim ağaçlar beni o kadar canlı ve heyecanlı hissettirmişti ki aldığım keyifle yanımda olan Danniye baktığımda onunda bu gücü memnuniyetle kullandığını gördüm.

LA'ya geldiğimizde Danni'nin kazanmasına izin vermiştim ve verdiğimede hiç pişman değildim onun neşesi benide neşelendiriyordu.
Kimse görmeden ormanlık yollardan depo gibi görünen toplanma yerine geldiğimizde içine girdik. Etrafı süzen Danni gülümseyerek bana döndü. "Dışarıdan içerisi yıkık dökük ve pis bir depo gibi görünüyor ama içerden bu kadar şık bir yer beklemiyordum." Kafamı sallayarak ona döndüm "Bilerek böyle ayarlandı ilgi çekmemesi adına hadi gel bizimkilerle tanıştırayım." Elinden tutarak Rapheal ve Simon'a doğru sürüklemeye başladım.

Yeniden | bxbWhere stories live. Discover now