21🏹

720 74 29
                                    

Derek hafifçe kafasını oynattığında tekrar ona baktım. Gözlerini açıp dikkatlice doğrulduğunda benim uyanık olduğumu fark edip anlımdan öptü. Gözlerimi kapattım bana dokunduğunda bile iyileşmiş gibi hissettiriyordu.

"Bebeğim nasıl hissediyorsun, bir şey ister misin?" Sorusuyla gözlerimi açıp kafamı hayır anlamında salladım ondan kan isteyemezdim sonuçta hemde vampir kanı o yüzden bir şey istememeyi tercih ettim. "Kan?"

Sorusuyla ona döndüğümde yüzünde benden tiksinen bir ifade bekledim ama sadece cevap bekliyordu. "Bulamayabilirsin, ben sonra hallederim." Bana cevap vermeyerek 2-3 gün önce aldığı dolaba gitti. İçini açtığında başta ne aldığını göremesemde yanıma geldiğinde kan torbalarını fark ettim.

"Bunlar ne?" Şaşkınlıkla sorduğum soruyu cevaplamadan önce kan torbasına camdan bir pipet sapladığında bunları önceden hazırladığını fark edip gülümsedim.
"Yemek yemediğinde doymuyorsun dün Eli ve Liam senin için çaldı."

"Ne? Ne yaptılar, sen niye izin verdin!"
Ters bir şekilde kaşlarını çatıp konuştu. "Ne yapsaydım hem hasta hemde aç olamana göz mü yumsaydım." Elindeki kan daha çok susattığı için dudaklarımı yaladım bunu fark edip elindekini bana verdi.

"İyide bizim bunun için kan verene insanlarımız var." İğrenerek yüzünü buruşturduğunda rahatsız olduğunu düşündüm. "Kes sesini daha fazla birini emmene izin vermeyeceğim bunu konuştuk."
"Emmiyoruz hayatım normal bir şekilde kan alıyoruz." Umursamadığını belli ederek kafasını salladı.

"Emmene gerek yok zaten."
"Tamam tamam gel öpeyim." İnadına kanlı ağzımla güldüğümde "iğrençsin" diyip dolaba gidip ikimize kıyafet çıkardı benim eşyalarımıda kendi dolabına yerleştirmiş.
"Napıyorsun?" Eşyaları yatağa koyup yanıma geldi. "Duş aldıracağım sana."

"Hayır!" Diye isyan ettiğimde gelip kucağına alıp banyoya yöneldi. "Buram buram kan kokuyorsun." Beni küvetin içine koyduğunda
"Ne yapsaydım he aç mı kalsaydım, iyice güçten mi düşseydim."  Gözlerini devirip "Alt tarafı kan kokuyorsun dedim drama queen."
Eline şampuan sıkıp saçlarımın içine parmaklarını geçirip hafifçe arkaya çekti masaj yapamaya başladı.

"Derek bence ayrılalım." Durdu. Saçlarımı sertçe kavrayıp arkaya çekince inledim.
"Napıyorsun ya hayvan acıdı." Acımamıştı ama acımış gibi yapmak hoşuma gidiyordu.
Bana sertçe bakınca tırsmıştım saçımı bırakıp kafama hafifçe vurdu. "Sen belliki yanımda sonsuz bir uykuya dalmak istiyorsun."

"Evet yanında sonsuza kadar uyumak istiyorum." Flörtöz bir şekilde sessizce söylediğim şeyden sonradan yutkunup dudağının kenarıyla gülümsedi.
Oynaşma çabalarıma rağmen karşılık vermemiş beni bebeği gibi yıkayıp odaya şutlamış kendi duşa girmişti.

"Günaydın Eli!" Neşeyle yeni kalkmış yanındaki boş yatağa bakan Eli'ye seslendiğimde dolmuş olan gözlerini bana çevirdi. Telaşla yanına gidip oturduğumda hemen bana sarılıp ağlamaya başlamıştı kendisi hala bir bebek gibi davranıyordu yanımda bunun sebeplerinden biri küçüklüğünden beri beni anlatmış olmalarıydı.

Derek bile zaman zaman beni anlatıyormuş ve anlatırken gülümsediğini söylemişti Eli daha sonra 15 yaşında yanıma geldiğinde tamamen alışmıştı. Ne için ağladığını bildiğim için soru sormayarak kollarımı ona sarıp sırtını sıvazlamaya başladım.

"Öldün sandım." Derin bir nefes alıp bırakıp "Ama ölmedim ve şu an sana sarılıyorum."
Daha çok ağlamaya başladı "Ya sarılamasaydın daha yeni babam geri gelmişken birlikte olamasaydık." Hıçkırıklarının arasından konuşmaya başladığında saçlarını okşayıp
"Şhh sorun yok Eli sakin ol, bak buradayız." Saçını öptüğümde daha sıkı sarılmıştı.

Derek'te duştan çıkıp yanımıza oturduğunda bizi dinlediğini anladım. "Eli?" Babasının sesiyle hafifçe kendini çekti. Kirpikleri ve yanakları ıslakken gözleriyle burnu kızarmıştı bu onu tatlı bir bebek gibi gösteriyordu oysa Liam kadar yapılı 18 yaşında bir çocuktu aslında artık yetişkindi.

"Korkma ben ve baban şu an yanındayız." Benim içinde baban demesiyle gururla gülümsedim zaten Derek'in oğlundan çok benim oğlum gibi duruyordu. Derek iyice bize yaklaşıp bana tekrardan sarılan Eli'nin sırtınız sıvazlayıp "Daha fazla yorma babanı yorma ve uzaklaş." Dediğinde Eli hemen kendini çekip mahçup bir şekilde bana baktı.

Kolumu Eli'ye sarıp yanağını öptüm.
"Eli beni yormaz di mi yavrum." Yanağını ısırdığımda kendi inleyerek geri çekmişti. "Baba yanağımı koparacaktın ayrıca kabullen dostum ben onun ilacıyım." Sonra tekrar sarılacakken Derek kafasına vurmuş "Hadi duşa." Demişti. "Hayır." Diyip  isyan ederler yatağın diğer tarafına geçerken Derek ensesinden yakalamıştı.

"Çabuk bir duşa." Sert bir sesle söylediğinde Eli dudaklarını büzüp bana baktı. "Baba bir şeyler yap."
"Bir şeyler yapamaz çünkü o da zorla girdi."
"Bir gün bu imparatorluğun sarsılacak ve düşecek Derek Hale!"
Eli tekrar isyanla bağırıp duşa girdiğinde Derek yüzünü buruşturup bana döndü.
"Gittikçe sen oluyor."

Yatakta yarı uzanır bir şekilde dirseklerimden destek aldığımda sırıtarak "Babasının oğlu doğru seçimi yaptı." Dediğimde ayakta olan Derek üstüme gelip üzerime yatar gibi eğildiğinde kendimi tamamen yatağa yaslayıp yutkundum. Elinin tekini saçıma götürüp kavradı. Hm'lar gibi bir ses çıkarıp öpüşmeye başladığımızda kendini bana sürttüğünde kısık sesle inledim.

"Baba şampuan bitmiş!" Eli'nin bağırmasıyla ayrıldığımızda Derek sinirle  gözlerini yummuştu.

Yazım yanlışları veya eksikleri olabilir kusura bakmayın okuldan yazıp atıyorum. Keyifle okumuşsunuzdur umarım💖

Yeniden | bxbWhere stories live. Discover now