2.BÖLÜM"UMUT"

388 78 43
                                    

Kendi yangınımda boğuluyorken yine kendi yangınıma sığınıyordum. 

Ateşi kullanmak beni yoruyordu. Bedenimi komadaki bir insan kadar ağırlaştırıyorken, bir o kadar da bilinçsizliğe uğratıyordu. Ateşi her defasında kullanmam beni, ben yapan duygularımdan birilerini giderken yanına alıp götürüyordu. 

Ateş beni var ediyorken, yok oluşumun da temelini atıyordu.

Son seferinde güçlerimi baya harcamıştım. Serserileri öldürdüğüme kesinlikle pişman değildim. O'nlar yüzünden insan kızları da tehlikedeydi. İğrençliklerine maruz kalıp hayatları mahvolacaktı. O'nları öldürmekle aslında dünyaya faydam dokunmuştu.

Yine de bu gerçek yaptığımı haklı çıkarır mı?  Kesinlikle hayır.

Gözlerimi açmak istiyor, açamıyordum. Ne uzuvlarımı hissediliyor ne de bedenimi hareket ettirebiliyordum. Sadece bilincim az da olsa açıktı.

Bir süre daha hareketsiz yattım. Geçen süre içerisinde bedenimi hissetmeye başlamıştım. Ancak hâlâ tam anlamıyla gücümü toparlaya bilmiş değildim. Gücümün eskisi gibi olması için  beklemekten başka çarem yoktu.

Gücüm tam yerinde olmasa da bilincim gayet yerindeydi. Sıcak kapalı yerde, yumuşak bir yatakta yatıyordum. Üç kişinin konuşma sesleri geliyordu. Nefes alışlarından anladığım kadarıyla ikisi duvar tarafında, diğeri ayak ucumda olmalıydı.

O'nları dinlemeye niyetlendim; ama uyandığımı anlamış olacaklar ki konuşmaları son buldu. Yanımda kimlerin olduğunu görmek istesemde gözümü açmadım.

Bir süre hepimiz sessizce bekledik. Tüm gücüme kavuşabilmiştim. Nerede olduğumu öğrenmemin zamanı gelmişti. Yavaşta olsa gözlerimi açtım ve anında onu gördüm. 

Siyah gözlerinde parlayan hareler obsidiyen olup ısınmıştı. Bedenim seğirdi. Bakışları... yakıyordu.

Ayak ucumda duruyor, kendini belli eden siyah gözleriyle beni inceliyordu. Bayılmadan önce gördüğüm son şey bu siyahlıklardaki saklı gizemler şimdi kuytu köşelerine çekilmiş, duygularını belki etmemeye uğraşır olmuşlardı.

O'na daha çok bakmak istesemde gözümü odada gezdirdim. Kan akışımı ters yöne akıyor gibi hissettim. Gözlerine bakmayı bırakmak, canımı yakıp beni nefessiz bıraksada, gözlerimi siyah incilerden çekmek zorundaydım. 

Büyük olan odada; duvarda asılı olan bir tablo, kocaman bir gardırop, üstünde yattığım çift kişilik rahat yatak ve küçük çalışma masası bulunuyordu. Odayı incelemeyi bitirdikten sonra yine sessiz halde bekledim. Kesinlikle ilk konuşan ben olmayacaktım. Birinin konuşmasını bekleyip hamlemi ona göre ayarlayacaktım.

Sessizlik artık rahatsız edici duruma ulaştığında içlerinden kısa boylu olan yavaşça yanıma yaklaştı. "Kendini nasıl hissediyorsun?" Görüntüsünün aksine sesi kaba kalıyordu.

Cevap vermeyip bakmaya devam ettim. Şu an nazikçe soruyor olsa da hepsi kötüydü. Hiçbirine güvenmiyordum.

Konuşmadığımı görünce siyah dipsizlere sahip olan kişiyle aralarında kısa bir  bakışma gerçekleştirip tekrar yüzünü bana çevirdi. "Biz de seni arıyorduk, sonunda bulabildik." Sesinde açık mutluluk vardı.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI SEÇİM (DÜZENLEMEDE)Where stories live. Discover now