24.BÖLÜM"ATEŞTE ERİYEN MUM"

100 2 2
                                    

24

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.


24. BÖLÜM ATEŞTE ERİYEN MUM

Karanlık başını dizlerime koyup saçlarını okşamamı istedi.

Satılmış zamanların çözülmeyen denklemleri yıkık, dökük hayatların sisine kapılıp gidiyordu. Yarısından kopmuş asma köprünün ucu aşağıya uzanıyor, boşluğun rüzgarında sallanıyordu. Yan tarafımda uzun ve kaya çıkıntılarının oluşturduğu duvarlar vardı. İleriyi göremiyordum, sis her şeyi yutmuştu.

Başımı daha fazla dik tutamadım. Yerdeki taş parçaları dizlerime batıyordu. Alnım sivri bir taşa değdi ve delindi. Acıdan dolayı dudaklarımdan kaçacak olan inlemeyi bastırdım.

Hayat fonksiyonlarım durmuş gibiydi. Aldığım nefes ciğerlerimi şişirmekten öteye gitmiyordu. Nefes alışlarım da dahil bu izbe yerde hiçbir ses yoktu. Avuç içlerimi yere bastırıp bedenimi kaldırmayı denedim. Olmayan gücümle kendimi ittim. Şakaklarımdan toprağa ter damladı. Ben ne kadar toprağı itiyorsam, toprak da kendini bana bir o kadar bastırıyordu.

Gücüm tükendi. Direnmeyi bıraktım. Hayatta kalmamı sağlayacak halatlarım sıkıca çekilmiş, bir lastik gibi gerilmişti. Solaklarım hızlandı, boğazımda büyük bir yumruk oluştu.

Bedenimden kopup giden terler küçük bir göle döndü. Dudaklarımı birbirine bastırıp inledim. Gözlerimi kapattım. Devrildiğim yerde dünya dönüyor, ben de bu hortumun içine kapılıp gidiyordum.

Sırtıma büyük bir sancı girdi. "Ah!" Kopan acı dolu inlemeyle sırtımı geriye atıp doğruldum. Bedenimde hiç olmayan enerji şimdi takat bulmuştu. Omuriliğimin halkaları yerinden teker teker sökülüyordu. Ağzım açık, başım göğe kalkmış halde acıyı çekiyordum. Sayhalarım etrafta yankı buluyor, kendi acı dolu seslerimi yeniden kulaklarıma taktim ediyordu.

Ciğerlerime tuz basılmış gibi yandı. Yıllarca yanmaktan usanmayan bir ateşin etkisi bedenimi kendine esir ediyordu. Midem eğilip büküldü. Kaburgalarımın kıvrımları düzleşti. Kalbimin atış hızı milyon fite kadar çıktı. Bedenim titriyor, kollarım iki yanımda dalgalanıyordu.

Yanma kalbimi es geçip boğazıma kadar geldi. Nefesim boğazımdaki yumruğa takıldı kaldı. Yanmanın tadını ağzımda hissettim. Burnumdan, gözlerimden sıvılar geldi. Aynı sıvı ağzımdan da boşaldı. Dehşet içinde gözlerimi açtım.

Kendine köle bulmakta zorlanmayan tek nesneydi.

Köle eder, hakim olurdu.
Masum olurken, cani olurdu.
Yaşam olurken, ölüm olurdu.

Kan.
Kızıllığın sahteliğiyle sahneye çıkıp seyircilerin gözlerini boyuyordu.

Yapışkan ve kendi kokusunu yaya yaya şelale misali dışarıya akıyordu. Saçlarım sırtıma yapışmış, tüm bedenim kırmızının en kötü tonuna bürünmüştü. Kollarımdan aşağıya doğru inen kanın izleri, göbek deliğimden dahi bedenimdeki tüm deliklerden gelen kan beni boğuyordu. Yer kayganlaşmıştı. Biraz önce çorak olan yer kanımla renklenmişti.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI SEÇİM (DÜZENLEMEDE)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum