8.BÖLÜM"TATİL 1.PART"

247 41 2
                                    

Yanımdan hızla geçip giden ağaçlar gibi savruluyordu ömrüm. Tek tek tüm ağaçları geride bırakıyoryolumuza devam ediyorduk. Hızımızdan ağaçlar sallanıyor, oradan oraya savruluyordu.

Hayatta öyle değil miydi? Nasıl geçtiğini anlayamazsın, nasıl yaşadığını bilemezsin. Elindekilerin değerini kaybedince kıymetini anlarsın. Anladığında ise her şey için geç kalınmıştır. Ondan sonra rüzgarda sallanan yaprak gibi oradan oraya savrulursun. Dengelerin alt üst olur, bir daha yolunu bulamazsın.

Avucunda kalanlara sarılmaya çalıştığında görünmez ipler sarar boğazını. Fark ettirmeden, yavaş yavaş sıkar, seni boğmaya çalışır. Senden başka kimse bilmez boğulduğunukimse duymaz attığın çığlığı. Bilemezler ki yaşayan ölü olduğunuiçinde fırtınalar koptuğunu. Anlatmaya çalışırsın derdini; kimse anlamaz, kimse görmez, kimse duymaz.

Yorulursun artık pes edersin. Soyutlarsın kendini herkesten kabuğuna çekilirsin. Zarar verdiğin kişi kendindir, kendi benliğindir. Yaşamak için yaşarsın sadece hiçbir beklentin olmadan, bir amaç gütmeden, sadece yaşarsın.

Kendine faydan yoktur.

Bir insan, kendi kurtuluşunun nasıl olduğunu bilmeden başkasına kurtuluş olabilir mi?

Jennifer ile konuşmanın üzerinden tam tamına bir hafta geçmişti. O günden beri Jennifer'ın söylediklerini kafamda tartıp duruyordum. Yapamayacağımı söylediğimde, "Sadece sen yapabilirsin, onun ilacı sensin," deyip yanımdan ayrılmıştı. Ve arkasında şaşkınkafası karışık bir ben bırakmıştı.

Jamie'yle aramız hâlâ bozuktu. Birkaç defa konuşmaya çalışsamda her defasında beni geri püskürtüyordu. Herkese karşı sıcak, bana karşı yüzüne maske takıp onun ardından bakıyordu.

Durgundum! Mutsuzdum!

Colorado'ya giden arabanın içinde aklıma takılan bu sorunlarla yolculuk yapıyordum. Ian bir tatilin bize iyi geleceğini söyleyerek, babası Lucas'ın yanına götürüyordu.

Yolculuk iyi geçiyordu çoğu zaman. Sessizlik iyi olabiliyordu kafa dinlemek için. Tek sorun Colorado'ya arabayla gitmemizdi. Uçakla üç saat elli dokuz dakika süren yolu, arabayla tam bir gün iki saatte yapıyorduk.

Yolculuğumuzun iki saatini bitirmiştik, geriye kalansa kocaman yirmi dört saatti. Arabaları sevmiyorum, biner binmez midem bulanıyordu.

Şu an midem çalkalanıyor, kusmamak içi kendimi zor tutuyordum. Camlar sonuna kadar açıktı yine de fayda etmiyordu.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI SEÇİM (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin