4.BÖLÜM"ZİYARET"

342 62 9
                                    

Kararlarımdan her daim emin olduğum müddetçe asla yenilmem ve asla sırtım yere gelmezdi. Kendime inanıp güvenmezsem hayatta her zaman yenilmeye mahkum bırakılırdım.

Odadan çıktığımda Jamie'yi kapının yanında beni beklerken buldum. Benim maviliklerim onun siyahlıklarıyla buluştu.

Kendini yasladığı duvardan çekip yanıma geldi. "Ne yazıyor?" Çenesiyle elimdeki zarfı işaret etti. "Çok şey yazıyor." Sesim ifadesizdi.

Öylece yüzüme bakmaya başladı. Ne düşündüğümü anlamaya çalışmak ister gibiydi. "İyi misin?"

İçimdeki güçlerin verdiği destek sayesinde yeniden kendime güvenimi kazanmıştım. "Evet, iyiyim."

Nefesini yorgunca verdi. "Hadi, gidelim."

Salona girdiğimizde tüm gözler bize döndü. Koltuğa ilerledim. Elimdeki zarfı Ian'a uzattım. Soru sorar gibi bakınca zarfı eline tutuşturdum. Gözleri mektubu hızla taradı.

Okumayı bitirdiğinde bir müddet daha gözlerini zarftan çekmedi. "Şimdi ne yapacaksın?" dedi mektubu zarfın içine koyarken.

"O'nu bulacağım."

Söylediklerimden sonra konuşma sesler odayı kapladı. Hepsi bir ağızdan konuşmaya başlayınca birbirine karışan sesler yüzünden ne dedikleri anlaşılmıyordu. Gerçi boşuna konuşuyorlardı. Kararımı vermiştim hiçbir güç beni bundan vazgeçiremezdi.

"Anneni bulmayacaksın. İzin vermiyorum."

Bakışlarımı kara gözlerine diktim. "Buna sen karar veremezsin. O, benim annem ve buna ben karar veririm. Sen değil." Sakin konuşma çabam sonlara doğru uçup gitmişti.

Kara gözlerinden ansızın derin bir ızdırap geldiği gibi hızla geçti. Geniş omuzları çöktü. Ne kadar uğraşsa da mağrur görüntüsünü gizleyemedi. Kararlı bakışlarımı üzerinden bir saniye bile çekmedim.

Kendisini tanıdığım şu kısacık zaman diliminde Tom'un sabırlı bir adam olduğunu anlamıştım. Yine o sakin konuşmasıyla sözlerine başladı. "Bu çok tehlikeli, Lara kendini ifşa etmiş olursun ayrıca..."

"Sadece kendini değil, bizi de tehlikeye atarsın." Tom'un sözünü Jennifer devam ettirdi.

Derin nefesler çektim içime, daha ikna edici ses tonuyla söze başladım. "Size bana yardım edin demiyorum. Annem hayattaki tek varlığım. O'ndan başka kimsenin önemi yok, kendi hayatımda dahi." Söylediklerim doğruydu. Annemin hayatı için kendimi feda etmeye razıydım.

Jamie hızla yanıma geldi. Gözlerini öfke bürümüştü. "Tekrar söylüyorum, izin vermiyorum."

Kişisel alanına kadar girdim. "Sen kim oluyorsun da bana karışma hakkını kendinde buluyorsun?" Kendine ne sanıyordu? O'nun sözleriyle köşeye çekilip susacağımı sanıyorsa yanılıyordu.

Cehennem gözleri bir ton daha koyulaştı. "Ben kim oluyorum öyle mi? Ben senin..."

"Jamie!"

Ian'ın ince, bıçak gibi sesi Jamie'nin öfke dolu sözlerini yarıda kesti. Bakışlarını çevirdi, dişlerini sıktı. Yüzündeki damarlar şişti. Yüzünde kırgınlık hakimdi.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI SEÇİM (DÜZENLEMEDE)Where stories live. Discover now