17.BÖLÜM"İTİRAF"

247 24 78
                                    

BÖLÜM ŞARKILARI:

STARSET RİSE AND FALL

MODEL KİMSE YENİ YARA AÇAMAZ ARTIK

KEYİFLİ OKUMALAR!

#####

Çaresizliğin demleri hesap soruyordu bir,bir. Karanlığımda dans ediyordu çöküş.Ağına alıyordu beni kötülük.Üzerime basıp çiğneyip geçiyordu.

Derin bir kafesin içindeydim.Etrafımı kalın kırılması güç demir parmaklıklar sarmıştı.Kafesin en uç köşesine sinmiş, bacaklarımı kendime çekmiş ve kollarımı etrafıma sarmıştım.Kafamı bacaklarıma gömmekten cenin pozisyonunu almıştım.

Hiç kimse yoktu.Hiç bir hayat belirtisi yoktu.Beni çevreleyen sessizlik ve karanlıkla başbaşa kalmıştım. Kafesin demir parmaklıkları ileriye hareket ediyordu santim,santim.

Kafesin hareket etmesine karşın yerimde durmaya devam ettim.Üzerime gelmesine gönüllü olmuştum.Üzerime gelen demir parmaklıklar zehire bulanmış kanla doluydu.O parmaklıklar bana değerse bedenime zarar verecekti.Ruhuma sızıp zehirini bırakacaktı.Zehir içten yavaş yavaş bir bir parçalayıp beni yok edecekti . Ruhumun parçalanırken ki attığım çığlıkla dans edecek, ruhumdan sızan her bir acıyı kadehine doldurup içecekti.

Ahen parmaklıklarındaki akan zehir, düştüğü yeri yakıyor yok ediyordu.Üzerinden çıkan dumanları gülerek havaya çıkıp, havayı kirletiyor nefes alınmasını zorlaştırıyordu.

Etrafımı çevreleyen ahen parmaklıklar sırtıma değdi.Değen yerler tenime geçirdiler zehirini. Yaktığı yerler yok olmaya başlıyordu.Yakılan yerlerin cızırtı sesleri kulakları sağır eden cinstendi.Öylece duruyordum. Ne bir titreme ne bir hareket.Gıkım çıkmıyordu, çıkamıyordu. Bacaklarıma sarılı olan parmaklarımı derime derinden sapladım.Kopardığım feryatlar ve boğazımı düğümleyen hıçkırıklar dışında başka bir tepki yoktu.Demir parmaklıkların arasında ölüme duruyordum.Acı, derin bir okyanustu ne başı vardı ne sonu.Zehir ciğerlerime ulaşıp soluğumu kesti.Soluk borumda tıkanan nefes dışarı çıkmaya çalışıyordu ama nafileydi.

Kapana kısılmıştım. Çaresizdim. Tükenmiştim.

Damarlarım kesiliyor,kemiklerim kırılıp bükülüyordu.Göğüs kafesim içime çekiliyor kalbimi sıkıştırıyordu.Yaptığım tek şey başımı bacaklarıma gömüp zehirin bana acı vermesine izin verip seyirci kalmaktı.Tek yapabildiğim acının beni parçalamasına müsaade etmekti.Acıya kucak açıyor,zehirini  sarmalıyordum. Acıyı bağrıma basıyor işini kolaylaştırıyordum.Demir bedenime her girip çıktığında teşekkür ediyor, ağzımda hissettiğim zehir bal geliyordu.

Hak etmiştim ben bu acıyı. Yaptığım hatalar çektiğim acı yanında koca bir hiçti.Kalbimi kendi elimle yerinden söküp,altın tepsiye sunmam gerekiyordu aslında. Kafatasımın içindeki beyin durmuş bakıyordu öyle  melül,melül.Neden bakıyorsun?Benim böyle olmamın suçlusu sensin!Neden şimdi susuyorsun?Beni sen dipsiz kuyulara atarken neden elimden tutup çıkarmıyorsun?İnsanın beyni kendine düşman olur muydu?Benim beynim bana düşmandı. Yaptığı suçları üzerime atacak kadar da adiydi.

Bacaklarıma sarılı kollarımı çözüp başıma getirdim.Tırnaklarımın ucunu kafa derime bastırdım.Tırnaklarım derimi aşıp, kafatasıma kadar indirdim.Söküp atacaktım beynimi yerinden. Durmasındı artık orada.  Üzerime çöken karanlığın sorumlusu o iken durmasının ne anlamı vardı?Canım ölesiye acıyordu yine de daha fazla bastırıyordum tırnaklarımı ölmem umurumda değildi.Şu an ki tek amacım beynimi yerinden çıkarıp atmaktı.Yana yere devrildim.Bacaklarımı karnıma bastırdım.Kafes üzerime gelmeye devam ediyor, beni iki büklüm yapmaya uğraşıyordu.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI SEÇİM (DÜZENLEMEDE)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt