41. BÖLÜM - SÖYLEMELİSİN

10.2K 538 128
                                    

Hera'nın bıçağı tutan elini tutup daha ileriye itti, bıçağın sivri ucu Keskin'in gömleğini deldi.

"Çünkü seninle, senin için savaşacağım. Savaşacağın kişi benim Hera Zeyat."

••• YENİ BÖLÜM •••

HERA'NIN dilinden.

Zoraki ona odaklanabiliyordum, aşkından öldüğüm adam gözlerimin önünde bana bir savaş ilan ediyordu.

"Neden..?" dedim kısık sesimle, gözlerine hapis olmuş gözyaşlarını tutmakta ısrarcıydı. Gözü seğriyordu.

"Neden bu kadar değiştin birden...?"

Konuşmadı, bıçak tutan elimi zorlada olsa Keskin'den kurtardım ve bıçağı tezgaha bıraktım. Keskin hâlâ konuşmuyordu, konuşsa gözyaşları dökülecekti sanki.

"Söyle..." ellerimi yüzüne götürdüm ve yanağını okşadım. "Neden böyle davranıyorsun?" Keskin gözlerini usulca kapattı, o an bir damla yaş yanağından süzüldü.

Parmak uçlarımda dikildim. "gözlerime bak, Keskin." birkaç saniye geçmeden Keskin göz kapaklarını araladı, ve yüzüme yaklaştı. Bileklerimi tuttu.

"Beni terk etmenden korkuyorum."

Fısıltısı koca bir yankı buldu beynimde, ellerim titriyordu. Alnını alnıma yasladı ve bileklerimi bırakıp, elleriyle yüzümü sardı.

"Zayıf noktamsın Hera, gözümü döndürüyorsun."

"Keskin... Neden beni kalbine gömmekten bahsettin?"

Derin bir nefes aldı, son kez iç çekiyormuş gibi.

"Benden gitmek isteyen herkesi bir şekilde gömdüm, ama sen Hera... Sen çok ayrısın. Şimdiye seni zihnimden ve kalbimden yok etmem gerekirdi."

"Senden gitmek istemedim Keskin, ben sadece kendimle baş başa kalmak istiyordum."

Benden usulca ayrıldı ve dudaklarını yaladı, derin bir hisle baktı gözlerime.

"Bilmediğin çok şey var."

"Meselâ?" dedim soru soran gözlerle, fakat cevap vermeyi reddetti ve arkasını dönüp kapıya doğru adımladı.

"Uyumaya çık, kontrol etmek için geleceğim."

Ağzımı açmaya kalmadı, Keskin mutfaktan çıktı. Bir avuç hayal kırıklığı ile ellerimi yüzüme götürdüm ve ağlamamak için kendimi sıkmaya başladım.

Her şeyin geçeceği günü arzu ediyordum, belki Kesksin ile yok olacaktık ama onu iyi görmek istiyordum. Çünkü o benim elle tutulur tek gerçeğimdi.

Yavaşça mutfaktan çıktım, hâlâ salonda olmaları lazımdı çünkü sesleri salon dışına taşıyordu. Bu sefer inzivaya çekilme vaktiydi.

Merdivenlerden yukarıya çıkarken aklımda dolanan tek şey Keskin'in kendi kendine verdiği yoğun savaşı dolu gözlerinin arkasında görmemdi. Kim bilir, belki benden önce delirirdi.

KESKİN KIRAÇ
(yazar anlatımı)

Keskin Hera'nın yanından ayrıldı fakat aklı bir hayli mutfağın içinde kalan kadındaydı.

Nasıl bu kadar ileri gidebildiğini kendisi de bilmiyordu, buna sebep olan kişiyi suçlamaya devam ediyordu.

Salondan içeriye girdi, kapının aralanmasıyla Demir ve Anıl, Keskin'e yöneldi. Keskin ardından kapıyı kapatıp tekli koltuğa adımladı ve şişesini eline alıp sırtını koltuğa verdi.

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin