48. BÖLÜM - GÖRDÜĞÜM SON ŞEY GÖZYAŞINDI

7.4K 470 97
                                    

Keskin'in başı yana düştü, kendisi gibi kanlar içinde kalan Alev'in kırpmadan açık tuttuğu gözleri ile buluştu. Gözlerinin önü kararırken, tüm salon başında belirdi, Tek hissettiği sarsılan başını, dizine koyan sevgilisinin sıcak elleriydi.

••• YENİ BÖLÜM •••

(Bu bölümü yukarıdaki ses ile okumanızı istiyorum, çünkü herhangi bir şarkı sözü kifayetsiz kalırdı)

--------

Hera, Keskin'in başını sabit tutmaya çalışıyordu, sevgilisinin gözleri kayıyor, kaldırmak istediği eli bir türlü yerinden oynamıyordu.

Banu elindeki silahı korkuyla yere attı, Keskin'e bakıyor, ağlamasını durduramıyordu. Baran bir anda içeriye daldı, hızla Banu'yu yakaladı. "Gitmemiz gerekiyor, hadi."

"Onu öldürdüm..." dedi hâlâ Keskin'e bakarken, dışarıda yükselen sesler üzerine Baran anında kapı azından çekti Banu'yu.

Evden çıktıkları an, Akif bahçeye koştu, içerideki iki korumada Akif'i takip etti.

"Peşlerinden gideceğiz, izlerini kaybetmeyin!" dedi. Hepsi birden bahçeyi terk eden Banu, Baran ve adamlarının peşinden dışarı çıktılar.

Hera o sırada üzerindeki siyah ceketi çıkarıp Keskin'in açılmış yarası üzerine bastırdı. Keskin acıyla kıstı gözlerini. Konuşmaya çalışıyordu, Hera diğer elini sevgilisinin yanağına yerleştirdi.

Keskin'in ağzından kanlar gelmeye başladı, konuşamadı. Hera'nın eli kana bulandı. Öylesine çaresiz hissetti Hera ve Demir.

Hera dudaklarını Keskin'in saçlarına bastırdı.

"Ölürsen arkandan gelirim." dedi ağlarken, Keskin'in zoraki açık tuttuğu gözlerinden son bir damla yaş geldi. Başı yana devrildi...

"Ambulansı bekleyemeyiz." dedi Akif Demir ve Hera'ya bakarak.

Demir hemen başını salladı, Alev'i kucakladı, Lucas ile birlikte dışarıdaki arablardan birine geçtiler.

Hera ağlıyor, yerinde sallanıyordu, Keskin'in kulağını sol göğüsüne bastırdı.

"Duyuyor musun?" dedi yüksek bir sesle. "Ne olur beni sensiz bırakma!"

Akif daha fazla beklemeden Keskin'i Hera'nın kollarından aldı ve arabaya doğru ilerledi. Arka koltuğa Keskin'in bedenini bıraktı, hemen yanına Hera geçti. Tekrar Keskin'in başını dizine koydu, ceketini yarasına bastırmaya devam etti.

Akif en yakın hastaneye doğru, duraksamadan sürdü arabayı.

• • •

Saatler geçti, dakikalar Hera ve Demir için çekilmez bir hal aldı. Ameliyathane kapısında bir umut bekliyordu her ikisi de.

Nefes alamıyordu Hera, bir oraya bir buraya gidiyordu. Demir ise bir köşeye pusmuş, oturduğu yerde duvara vermişti sırtını. Sadece yeri izliyordu.

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin