2. Kitap 3. Bölüm "Saydam"

720 66 32
                                    

2. kitabımı beğenmeyenler olmuş aranızda :( Her ne kadar üzülsem de kimseyi beğenmek için zorlayamam tabi ki ve düşünceleriniz benim için çok önemli. Bu bölümünde sıkıcı olduğunu düşüneceksiniz gibi bir his var içimde, yine de düzeltmeye çalışıyorum. Umarım beğenirsiniz.

Bölüm şarkısı :

Birdy - Not about angels

Ryan Star- Losing Your Memory.


Bu arada şu cast karışıklığını düzelteyim, Katy'yi Caity Lotz oynuyo demiştim ya, sadece videoda görsel olması için seçtim onu. Yoksa Katy hala bizim eski Katy'miz. Sadece videoda Caity Lotz olarak yer aldı.


(*) yıldız işareti, geçmişe döndüğünü gösteriyor, Katy'nin bölümü sürekli flashbacklerden oluşucak kafanız karışmasın.

(-) kısa çizgi ise o anın üzerinden zaman geçtiğini gösteriyor.


-

-

-

Katy'nin Ağzından


Bileğimden aşağı çekilirken biraz daha su yutuyorum. Ciğerlerim çığlık atıyor, gözlerim alev alıyor. Yine de gözlerimi kapamamakta ısrar ediyorum. Son saniyelerimde gördüğüm şeyin Alice olmasını istemiyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Boğuşmamız devam ediyor. Öleceğini biliyor, bu yüzden beni bırakmamakta ısrarlı davranıyor. Bir anda kararımdan pişman oluyorum. Keşke aşağı atlamasaydım. Su biraz daha ciğerlerime giriyor. Artık nefes alamayacağımdan eminim. Alice kendisi ile beni aşağı çekiyor, Alice'in bilinci kapanıyor ve bileğimi bırakmak zorunda kalıyor. Yukarı çıkmak istiyorum fakat akıntı bana takla attırıyor. Suyun içinde uzanıyorum.

Sıçrayarak uyandım. Tahmin ettiğim gibi her yerim ter içinde kalmış ve artık sarıya çalan saçlarım suratıma yapışmıştı. Birinin koşarak içeri girdiğini duyduğumda kafamı kapıya çevirdim. Micheal her akşam olduğu gibi içeri girdi, uyanırken attığım çığlığı duymuş olmalıydı. Beni gördüğünde olduğu yerde durup derin bir nefes aldı, hemen ardından yavaş adımlarla bana doğru yürüdü.

"Yine mi?" Kalın sesi kulaklarımı doldurduğunda hafifçe kafamı salladım. Gözleri suratımın üzerinde gezdi.

"İki sene oldu Katy. İki sene boyunca her gece." dedi. Sıkıldığını hissedebiliyordum. Ama elimden bir şey gelmiyordu.

"Özür dilerim." dedim sessizce. Elini yanağıma koydu.

"Hadi giyin. Biraz dolaşalım." dedi ve ayağa kalkıp odasına doğru ilerledi. Birkaç saniye daha sakinleşmek için derin derin nefesler aldım ve ayağa kalkıp giyindim. Üstüme deri ceketimi geçirdim ve Mick'in odasına doğru ilerledim. Üstüne bir tişört geçirmiş, kapıya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Beni görünce yürümeye başladı, bende onu takip ettim. Birlikte dışarı çıktık ve arazide yürümeye başladık. Toplulukların etrafına yerleştirilen uzun çiti görene kadar yürüdük.

"En son ne zaman kabussuz uyuduğunu hatırlıyorsun?" dedi Mick yürümeyi bırakarak. Ona baktım. Tam olarak 2 sene 5 ay 19 gün önceydi. Eric beni Barışçıllara göndermeden önceki son gecemizde. Aslında özel birşey olmamıştı, Eric yanımda uyuyakalmıştı ve ben onu izlemiştim. Tanrıya herşeyin yoluna girmesi için yalvardığım son gündü. Yine de Mick'e bakmaya devam ettim. Derin bir nefes verdi ve yan tarafımızda Barışçılların budama mevsiminden kalan devrilmiş ağaç gövdesine oturdu. Bende yavaş adımlarla yanına yürüdüm ve oturdum. Gözlerim Barışçılların etrafını saran çitlere takılı kaldı.

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-Where stories live. Discover now