10 - Run Joey Run

2.8K 144 47
                                    

Bölümü yazarken dinlediğim şarkı Ben Cocks- So Cold'du sizin de o şarkıyla dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar :D

-

-

"Korkusuz." dedi Bill tek nefeste. Gözlerimin dolduğunu hissettim ve koşarak perdeyi açtım ve çıktım. 

"Katy bekle!" diye bağırdı Eric ama bekleyemezdim. Ailem sandığım kişiler az daha hayatımı karartacaktı ve ne için. Dürüstlüğü yönetmek için. Nefes alamıyordum. Biryerlere varana kadar koştum. Koridordan koridora geçtim. Sonunda daha fazzla dayanamayacağımı hissettim ve duvara yaslandım. Birkaç saniyede Eric koşarak geldi ve önümde durdu.

"Cidden hızlı koşuyorsun." dedi fakat koşmak onda pek etki etmiş gibi görünmüyordu. Duvarın dibine çöktüğümde bütün görüntüm bulanıklaşmıştı. Sıcacaık göz yaşları yanaklarımdan aşağı süzülmeye başladı. Eric hiç beklemeyeceğim bir haraket yaptı ve benim yanıma çöktü.

"Kim onlar?" dedi bana bakarak.

"Babam ve nişanlım." dedim. Dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerime koydum.

"Sen nişanlı mıydın?" dedi. Sesindeki şaşkınlık tonunu ilk defa duyuyordum.

"Evet." 

"Ama sen kü..."

"Evet. Küçüğüm." dedim sözünü keserek. Normalde olsa büyük ihtimalle sözünü kestiğim için azar yerdim. Ama tuhaftır ki bu sefer birşey demedi.

"Burada güvendesin." dedi sadece. Anlatmamı beklediğini biliyordum, ama anlatmayacaktım. James ya da Alice'e anlatabilirdim. Ama Eric'e hayır. Bir iyi bir kötü olan birinin sonra ne yapacağını bilemezdim. O yüzden sadece kafamı dizlerime koydum ve ağlamaya devam ettim. Birşey yapmıyordum, gözyaşları kendi dökülüyordu. 

"Odama gitmem gerek." dedim bir anda ayağa kalkarken. O da ayağa kalktı ve karşımda durdu. Bir anda ona sarıldım. Önce şaşırdı fakat sonra iki elini belime koydu. Sonra ne yaptığımı farkettim ve hemen geri çekildim. Özür dilemek için ağzımı açtım ama sözümü kesti.

"İyi olduğuna emin misin?" dedi. Gözünde bir alay yada aşağılama aradım ama bulamadım. İlk defa gerçekten soruyordu. 

"Umrunda mı?" dedim gözlerimi ondan ayırmadan. Yine cevap vermedi. Derin bir nefes aldım ve daha fazla beklemeden yatakhaneye doğru ilerledim. Saat zaten geç olmuştu ve yatakhaneden ses çıkmıyordu. Kendimi direk yatağa attım ve gözlerimden akan yaşları durdurmaya çalışırken uyuyakaldım. 

Sabah uyandığımda yatakhane bomboştu. Etrafıma bakındım. Sanırım geç kalmıştım. Hala kendimi çok kötü hissediyordum. Gözlerim şiştiğine de emindim. Ne kadar geç kalmış olsam da kendimi hızla duşa attım. Azar yemek pis olmaktan daha iyiydi. Suyu ılık ayarladım ve vücudumun ıslanmasına izin verdim.(Hola) İşimi halledince suyu kapadım ve havluyu vücuduma sardım. Duştan çıktım ve dolapların olduğu yere doğru yürüdüm. O sırada bir ayak sesi duydum.

"Kimse var mı?" dedim sesin geldiği yöne. Hala ses yoktu. Aldırmadan dolaplara yürüdüm ve dolabımı açtım. Tam o sırada biri arkadan eliyle ağzımı kapadı ve beni dolaba yapıştırdı. Ayağımla tekme attım beni tutan kişi biraz gerileyince bir tekme daha attım.

"Stevee! Ne yapıyorsun?" diye bağırdım gerileyen Steve'e. Steve suratıma bir yumruk attı ve dolaplara yapışmama neden oldu.

"Dün gece sizi gördüm. Eric'in altına yatabiliyorsan, benim de altıma yatabilirsin değil mi?" dedi bir eliyle beni tekrar dolaplara yapıştırırken. Elimi kurtardım ve saçını çektim. Bir elimle de havlumu tuttum. Hızlıca toparlandı ve beni tekrar dolaplara yapıştırdı. 

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-Where stories live. Discover now