12- Ne İstediğine Karar Ver

2.8K 135 45
                                    

Yüzümde istemsiz bir gülümseme ile geri çekildim. 

"Bu en yakın arkadaşımı dövmediğin anlamına gelmiyor." dedim ve bir adım geri atmaya çalıştım ama Eric'in belimdeki elleri izin vermedi. "Gitmem gerek."

"Peki, ama geri geleceksin." dedi buz gri gözlerini üzerimden ayırmayarak.

"Geleceğimi nereden biliyorsun?"  

"Çünkü ben öyle istiyorum." dedi. Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. 

"Hah. Sadece sen bana emrettin diye senin istediklerini yapacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun." dedim kollarımı aramızda birleştirerek. 

"Ben senin liderinim. Unuttun mu?" dedi. Suratına baktım, ağzının kenarı yukarı kıvrılmıştı.

"Liderler acemileri öpmez." dedim fısıldar gibi. Hafifçe kıkırdadı ve sonra dudaklarını yaladı. Beni tutmuyor olsaydı şuan büyük ihtimalle yere yuvarlanmış olurdum. 

"Sen benim gözümde acemi değilsin." dedi tekrar ciddileşip bana bakarken. 

"Fikrini ne değiştirdi peki?" dedim ve sonra aynı onun kadar ciddi bir şekilde ona baktım. "Bir anda evet ben bu kızı odama götürüp öpmeliyim mi dedin?"

"Hayır." dedi gözlerini yan tarafa çevirerek. 

"O zaman ne?" 

"O dövmeciden koşarak çıktığın an. O zaman fikrim değişti." dedi sonunda pes ederek. Daha fazla üstelememeye karar verdim.

"Yani ben dövmeciden çıkarken bir anda bu kızı rahat bırakmalıyım mı dedin?" dedim gülümseyerek. Yine kıkırdadı.

"Hayır." dedi konuyu kaparcasına. 

"Gitmem gerek. James'i ziyaret etmeliyim." dedim kollarından çıkmaya çalışırken. Kaslı kollarını geri çekti ve dudak büktü.

"Buyur. Umarım hasar bırakmışımdır." dedi. Kaşlarımı çatıp kapıya yürüdüm ve kapıyı çarpıp çıktım. Nasıl bir an çok iyi olan biri ertesi saniye tam olarak dövülesi bir insana dönüşebilirdi ki? Koridordan döndüm ve reviri buldum. İçeri girdiğimde James sedyemsi hamak tarzı bir yerde yatıyordu ve Alice'de başındaydı. Alice beni kapıda görünce hızla kalkıp yanıma geldi ve kolumdan çekip kapıdan dışarı çıkardı. 

"Burada ne arıyorsun Katy?" dedi kollarını birbirine geçirirken. Kaşlarımı çattım.

"Geri bas Alice. O benim de en yakın arkadaşım." dedim. Dürüstlükte yetişmiştim ve ağzımızı tutamama gibi bir özelliğimiz vardı. 

"Senin yüzünden bu halde." dedi neredeyse tıslayarak.

"Eric yüzünden bu halde. Ben birşey yapmadım. O senin küçük, tarlalarda dolaştırabileceğin bir köpek değil." dedim aynı şekilde. Alice'in yüz ifadesi sinirliden bir anda kırılmış gibi değişti ve gözlerinin dolduğunu gördüm . 

"Bak özür dilerim tamam mı? Ben onu seviyorum." dedi. Şaşkınlıktan ağzımın açıldığını hissettim.

"NE?" dedim sesimi yükselterek. 

"Sessiz ol, evet tamam mı? Ben onu ilk gördüğüm günden beri seviyorum. Ama o bana değil, sana karşı böyle hissediyor." dedi dudaklarını ısırarak. İstemeden kıkırdadım.

"Saçmalama Alice, James beni o şekilde göremez." dedim sesimin tonuna dikkat edercesine. 

"Peki o zaman neden seni sayıkladı?" dedi gözlerini hala sedyede yatan James'e çevirerek. 

"Alice. Ben James'i o şekilde görmüyorum." dedim Alice'e bakarak. Gözlerinni kaçırdı. "Alice?"

"Biliyorum. Aşırı tepki için özür dilerim." dedi tekrar bana bakıp. 

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz