9- Gerçekler Acıtır

2.7K 156 28
                                    

Gözlerimi tekrar bana gülümseyen Aiden'a çevirdim. Ben onunla evlenemezdim bu olamazdı. Eteklerimi tuttum ve yanımdaki babama aldırmadan düğün alanından uzağa koşmaya başladım. Aiden beni tuttu ve kendine çevirdi.

"Nereye kaçtığını sanıyorsun Katelyn?" dedi kolumu sıkıca tutarak. 

"Bırak beni." diye çırpındım. Bana aynı seçim günü olduğu gibi tokat attı.

"Hayır. Benimle evleneceksin. Bu senin kararın değil." diye bağrındı. Yanağımı tuttum ve kolumu kurtarmaya çalıştım. 

"Bu benim hayatım!" diye bağırdım. Tekrar eli yanağımda patladı. Beni sürükleyerek yere attı ve eteklerimin üstüne düştüm. Gözyaşlarım yanaklarımdan akmaya başladığında birinin bana doğru geldiğini gördüm. Gelen kişi bendim, topuklu ayakkabı, Dürüstlük kıyafetleri giymiştim ve kesinlikle bir başkana yaraşır bir saç kesimimim vardı. Elimde parlayan simsiyah bir silah vardı ve bana doğru doğrultmuştu. 

"Bu benim hayatım." dedi sakince ben. Parmağındaki yüzük dikkatimi çekti. Eğer Dürüstlüğü seçseydim bu ben olacaktım. Gözlerimi kapadım ve derin derin nefes almaya çalışıp silahın patlamasını bekledim. Silah sesini duydum ama acı hissetmedim. Gözlerimi tekrar açtığımdaysa Dürüstlükteki evimdeydim. Odamdaydım ve aynı gelinlikle düştüğüm pozisyonda duruyordum. Kıyafetlerime baktım. Normal günlük Dürüstlük kıyafeti giymiştim. Kendimi yerden kaldırdım ve kapalı olan kapıma doğru yürüdüm. Ve sonra sesleri duydum. Biri merdivenden sert adımlarla ama yavaşça çıkıyordu. Kapımı kitledim ve geri geri gitmeye başladım. Merdiven basamaklarından tek tek adım sesleri geldikçe kalbimin daha hızlı attığını hissediyordum. En sonunda sesler kesildi ve ölüm sessizliği oldu. Yavaşça kapıya yürüdüm. Zar zor nefes alıyordum. Tam kapı koluna dokunacaktım ki biri yavaşça üç kez kapıya vurdu. 

"Katelyn." diye birinin seslendiğini duyduğumda korkuyla geri çekildim. Beni almaya gelmişlerdi. Buradan çıkmalıydım. Tık tık tık. Etrafıma bakındım. Tık tık tık. Odamın cammını farkettim ve cama koşturdum. Beni almaya gelen kişi kapıyı sertçe tekmelemeye başladı. Camı açtım ve yüksekliğe baktım. Alt taraf hiç te benim evimin bahçesi gibi görünmüyordu. Heryer sis kaplıydı ve bembeyazdı. Kapı kırılarak açıldığında kendimi camdan aşağı bıraktım. 

Yerimden zıplayarak simulasyondan çıktığımı hissettim. 

"Hey,hey. İyisin, uyandın. Sakin ol." dedi Four omuzlarımdan tutarak. Derin derin nefesler aldım ve sakinleşmeye çalıştım. 

"Tanrım." dedim suratımı ellerimin içine alarak. Four sakinleştiğimi görünce tabureye geri oturdu. 

"14  dakikadır simulasyondasın Katy. Bu ilk yapan ve özellikle sonucu Dürüstlük çıkan biri için çok iyi." dedi kollarını birbirine geçirip bana bakarken. 

"Sevindim." dedim hala nefesimi düzenlemeye çalışırken. 

"Sende öyle düşünüyorsun değil mi?" dedi bana bakmaya devam ederken.

"Neyi?" dedim ellerimi yüzümden çekip.

"Bir sorun olduğunu." 

"Eğer sende  uyumsuz olduğumu düşünüyorsan hayır değilim. Dürüst çıktım ama hep Korkusuz hissediyordum." dedim saçlarımı düzeltirken. 

"Öyle birşey dememiştim. Ama bunu konuşuruz. Çıkabilirsin." dedi Four gülümseyerek. Gülümsedim ve dışarı çıktım. Gözyaşlarımı zor tutuyordum. O kadar gerçekçiydi ki. Çıktığım gibi Alice kalkıp yanıma geldi. 

"İyi misin? Rengin solmuş." dedi kollarını bana sarıp sarılırken. 

"Evet, sadece çok korkutucuydu. Sonra konuşuruz ben uyumaya gidiyorum." dedim Alice'e geri sarılırken. Kafasını tamam anlamında salladı ve Four'un bulunduğu odaya girdi. Bende yatkhanelere doğru yürüdüm. Gerçekten gözyaşları gözümün ucunda duruyordu. Yatakhaneye girdim ve kendimi direk yatağın içine attım ve gözyaşlarımı bıraktım. Aiden'ın suratını bir daha görmek istemiyordum. 

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-Where stories live. Discover now