19- Keçileri Kaçırmak

2.6K 123 37
                                    

"Artık gitmeliyim." dedim beni hala tutan Eva'nın kollarından çıkarak.

"Sana yardım edeyim." dedi ve beni yürütmeye başladı. Bir anda Eric'in odasına gitmem gerektiğini hatırlayıp telaşlandım. Ama Eva gayet normal bir ifade ile liderler koridoruna adım attı. Biraz sonra Eric'in kapısının önünde durduk.

"Ama sen nasıl...?" dedim Eva'ya bakarak. Eva'nın suratında bilmiş ama sade bir gülümseme oluştu.

"En başından beri  biliyordum Katy. İyi bir gözlemciyimdir." dedi ve arkasını dönüp ilerledi. Eva'nın ne kadar zeki olduğuna şaşırdım. İlk geldiğinde James bana onun Korkusuz doğumlu olduğunu söylemişti ama değildi. O Bilgelerden geliyordu. Eric ile birlikte. O da Bilgelikten transfer olmuştu. Uzanıp kapıyı çaldım. Ayak seslerinden sonra kapı açıldı ve Eric kafasını uzattı. Beni içeri buyur ettiğinde gülümsemeye çalıştım. 

"Sorun nedir?" deedi kapıyı kapatırken. 

"İşler boka sardı." dedim. Kendimi koltuklardan birine attım ve dizlerimi kendime çektim. Eric kapıdan yanıma yürüdü ve yan tarafıma oturdu. 

"Neler oldu?" dedi ve bana baktı.

"James... Alice bizi ona söyledi ve kendisi şuan çok sinirli. Nereye gittiğini bilmiyorum." dedim. Eric önce kaşlarını kaldırdı sonra yavaşça kol kasları gerildi. 

"Merak etme, kimseye birşey söylemez." dedim tedirgin olduğunu görünce.

"Endişelendiğim o değil." dediğinde gülmeye başladım. Deliymişim gibi bana baktı. "Komik olan ne?"

"Sen. Yani, bu. İlk haftamızda Molly beni öldürmekle tehdit ettiğinde sen umrumda değilsin, bir acemiyle yattığımı nasıl söyler demiştin." dedim onun sesini taklit ederek. Suratındaki kaslar biraz daha gerildi. 

"Evet ama işler değişti." dedi. "O zamanlar umrumda değildin."

"Şimdi ne farklı? Yoksa beni umursuyor musun?" dedim kafamı koltuğa yaslayarak. Gözleri önce suratımda gezdi, sonra bakışlarını kaçırdı. 

"Eh, en azından eskisi gibi olmadığını söyleyebilirim." dediğinde bir kahkaha daha attım. 

"Vaov. Bu kesinlikle bir duygu Eric." dedim. Dudağının kenarında minik bir gülümse oluştuğunu gördüğümde tekrar güldüm. 

"Kafanın güzel olup olmadığını sormak istiyorum." dedi tekrar ciddileşerek. Gülmeyi bıraktım ve dudaklarımı birbirime bastırıp ona baktım. Sonra kendimi hareket ettirdim ve kaslı göğsüne kafamı koydum.

"Kafam güzel değil, sadece... Sanırım deliriyorum." dedim. Bir elini sırtıma koydu.

"Bu herşeyi açıklıyor." dediğinde güldüm ve karnına vurdum. ELİMİN ACIDIĞINI HİSSETTİM. 

"Eric." 

"Efendim." dedi ciddileşerek. 

"Biliyorum yaralıyım ama böyle olmak istemiyorum. Çalışmalara geri dönmeliyim." dediğimde kaşlarını kaldırdı. 

"Bir anlamı yok, artık bir Korkusuzsun." 

"Evet, ama bu güçlü olduğum anlamına gelmez. Aiden beni oraya kapattığında güçsüz hissettim. Sanki birinin beni gelip kurtarmasına ihtiyacım var gibi. Böyle hissetmek istemiyorum. Güçlü hissetmek istiyorum." dedim. Gözleri yüzümü inceler gibi suratımda gezindi. Dişlerini birbirine vurduğunu farkettim. Minik bir sessizlik oldu.

"Pekala." dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. "Her akşam Pit'te seni çalıştıracağım. Ama madem özel muammele istemiyorsun, o zaman sana her acemiye davrandığım gibi davranacağım."

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-Where stories live. Discover now