Özel Bölüm | Akif Karan & Berceste II

53.4K 4.3K 550
                                    

Selamlar, nasılsınız?

Özleyenler varmış Alphankara ailesini. Keyifli okumalar ❤

*

"Anneni seviyorsan alkışla!"

Şarkının sözlerini pür dikkat dinlemiş, sonlanır sonlanmaz lâcivert gözlerinin içi birer kuzey yıldızı gibi capcanlı parlıyorken küçük ellerini birbirine vurarak alkışladığında kameraya yansıyan görüntüsüne bakarak dişlerimi sıktım. Sevimliliği zaaf noktamdı can parçamın.

"Babanı seviyorsan alkışla!"

Minik ellerini kaldırıp yeniden heyecanla alkışladı. Tatlı bir pembeliğin yayıldığı yanakları, gerilerek iki yana açılan dudaklarındaki güzel gülümsemenin etkisiyle dolgunlaşıyor, badem gözleri iyice küçülüp kısılıyordu.

Dikiz aynasından arka koltuğa bakan Akif Karan, "Ben de seni seviyorum Ay parçam." dedi sevgi dolu bir sesle. Babasına tatlı tatlı gülümsedi.

Asfalt yol arabanın tekerleklerinin altından yağ gibi akıp gidiyordu. Yedi gün sürecek tatilimizin ilk durağı Akif'in anneannesi ve dedesinin yayla evi olmuştu. Baş başa gelmiştik. Zuhal anne Göktürk'ün yakın zamanda yapılacak olan düğün hazırlıklarıyla ilgilendiğinden bize eşlik etmemişti.

Adana'nın Pozantı ilçesinde ikâmet ediyorlardı. Merkezin kavurucu sıcağının bunaltıcılığına karşın yaylaya doğru yol aldıkça serinleyen havayla rahat bir nefes almıştık.

Uçakla gelmiş, araba kiralamıştık. Merkezde Akif'in amcalarının kebap dükkanları vardı. Önce oraya uğramış, yemek yemiş ve yeniden yola çıkmıştık. Aymira kebaba bayılmıştı. Babası evde de yaptığından seviyordu küçük kızım. Asıl mekanında yemek bambaşka oluyordu elbette.

Yemyeşil ağaçların arasında yer alan üç katlı evin karşısına Akif arabayı park ettiğinde emniyet kemerimi açtım. Arka koltuğa baktığımda yolculuktan yorulan kızımın mışıl mışıl uyuyor olduğunu gördüm. Akif Karan boynunu kütletti. "Uyuyor mu?" dedi kısık bir sesle. "Evet," dedim yönümü ona çevirerek. Sol elimle boynuna dokundum. "Çok yoruldun," dedim parmaklarımla boynunu ovmaya başlarken. Kasları son derece gerilmişti. Masaj yapıp gevşetmek lâzımdı. "Keşke biraz ben kullansaydım arabayı."

"Dinlenirsem geçer. Sen de yorgunsun, gece hiç uyutmadı ki küçük cadı."

Önceki gün Göktürk ve Duha dışarı çıkarmıştı Aymira'yı. Birlikte vakit geçirmeyi seviyorlardı. Dondurma yediğinden boğazı şişmişti hemen. Normalde ben pek yedirmiyordum. Israr edince dayanamayıp dondurma almış amcası. Aymira'nın istekleri konusunda pek reddedici olamıyorlardı maalesef. Ne isterse alıyorlardı. Bu durumdan pek hoşnut değildim. Yanlış anlamamaları için bir şey diyemiyordum.

Gece de rahatsızlanınca uykusuz bir gece geçirmiştik. O yorgunluğun üzerine yola çıkmıştık. İkimizde uykusuzluktan perişandık. Akif Karan bir de dört günlük görevden gelmişti bir gün önce. Onun yorgunluğu da üstündeydi.

Sol yanağımı avuçladı. Yüzüme eğilerek yanağımdan öptü uzun uzun. "Geceye kadar bu beni ayakta tutar yavrum," deyişiyle kalbim eridi. "Karan," dedim yanağımı avcuna iyice yaslayıp gülümserken. "Sen çok başkasın canımın içi." Dudaklarında yüreğimi kıpır kıpır ettiren bir gülümseme peyda oldu. "Sen de Berceste'm, benim canımın içisin."

Arabadan indiğimizde ben Aymira'yı aldım. Akif Karan valiz ve bebek çantasını alarak arabayı kilitledi. İbrahim dede karşıladı bizi. Aymira'nın uyuduğunu görünce bana kalacağımız odayı göstermişti. Çift kişilik yatağın bulunduğu oda son derece temizdi. İçeriye girer girmez balkona doğru uzanan ağaçlardan gelen hoş koku sarmıştı odayı. Aymira'yı yatağın ortasına yatırarak çevresine düşmemesi için yastık koydum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin