LÂCİVERT | OTUZUNCU BÖLÜM ♤ GÖNLÜMDE TÜTÜYORSUN, ASKERİM

104K 7.1K 2.5K
                                    

Merhaba,

Lâcivert çiçeklerim.

Nasılsınız bakalım? Ben sınav stresiyle boğuşuyorum...

Çok özlenmişiz, mesajlar için teşekkür ederim.

Satır aralarını çiçeklendirmeyi unutmayın. Şuraya da bir papatya bırakın, size zahmet.

Okuduğunuz saati paylaşır mısınız?

14.11.2020

💖

OTUZUNCU BÖLÜM

GÖNLÜMDE TÜTÜYORSUN, ASKERİM

GÖNLÜMDE TÜTÜYORSUN, ASKERİM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merdivenleri bacaklarımdan çekilen güçle zorlukla tırmandım. Etraf silikleşmiş, içerisinde bulunduğum andan soyutlanmıştım.

Dilara masadan kalkarak seri adımlarla yanıma ulaştığında endişeleyle bembeyaz kesilmiş olan yüzümü süzdü.

Hiçbir şey sormadan, "Gel oturalım şöyle," deyip elimden tuttuğu gibi kendimi onun yönlendirmesiyle sandalyede oturur hâlde buldum. "Nilay su getirir misin?" diye seslendi içeriye.

Müşterilerin bakışlarını üzerimizde hissetsem de bu en son düşüneceğim detaydı. Aklım başımdan gitmişti.

Hakan gibi bir saplantılıdan kurtulduğuma sevinirken bir başka adamın iğrenç zihniyetinin kurbanı olamazdım. Bakışı, ses tonu, duruşu kısacası her şeyiyle Hakan'ı anımsatıyordu bana.

Saplantılı ruhundan taşan her hissiyatı iliklerime kadar hissetmiştim. Yekta'ya olan tehditkâr tutumu, gözlerindeki kin ve nefret bana dejavu hissi yaşatmıştı.

Dilara üzerimdeki ceketin düğmelerini iliklerinden ayırdı. Omuzlarımdan sıyrılan ceketi çıkarmaya takatim yoktu. Alnımda biriken ter damlacıklarını peçete yardımıyla sildi. "Kuzum benim," deyip saçlarımı okşuyordu. Nilay'ın uzattığı su dolu bardağı titreyen parmaklarımla tutmakta zorlanınca Dilara benden önce davranarak içmemi sağladı. Birkaç yudum su kurumuş olan boğazımı ıslatırken kalbim korkunun esaretinde hızla çarpmaya devam ediyordu.

Kaygı her yerimi kuşatmıştı. Aynı acıyı yaşamaktan, sevdiklerime yaşatmaktan ödüm koptu.

"Berceste," Nilay'ın seslenişiyle bakışlarımı o yöne çevirdim. O da endişeyle bana bakıyordu. "İyi misin? Yapabileceğimiz bir şey varsa söyle,"

Dudaklarımı usulca aralayarak susuz kalarak kurumuş ve sert bir tabaka hâline bürünmüş olan dudak etimi dilimle ıslattım. Kabuk tutan yaralarım yeniden aynı acıyla ve nefretle deşilmeye başlanmıştı.

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin