LÂCİVERT | YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM ♤ VEDA BUSESİ

119K 7.1K 4.3K
                                    

Merhaba,

Aşırı yoğun bir tempoda ödev, kpss ve dersleri götürmeye çalışıyorum. Sizleri aksatmak beni çok korkutuyor ve üzüyor.

Uzun bir bölüm olmasını istedim ancak olmadı, bölümü kesmek zorunda kaldım. Alıntı olarak attığım sahneyi gelecek bölümlerde okuyacaksınız.

Satır aralarını çiçeklendirin, bana da moral olsun... 💖

Okuduğunuz saati paylaşır mısınız?

25.10.2020

YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM

VEDA BUSESİ

VEDA BUSESİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazardan...

"Seni seviyorum."

Akif Karan, sevdiği kadının dudaklarından izleri silinmeden yüreğindeki yerinin tarifini vermişti. Gönül bağından kopup gelen yoğun hissiyatla kısa bir zaman diliminde yıllanmış bir aşkla bağlandığı, meftunu olduğu kadına kara sevdasını itiraf etmişti.

Berceste kalbinden yükselen güm güm sesle, nutku tutulmuşcasına kalakaldı.

Seni seviyorum...

Genç kadının aklı ve kalbi bir anlığına durmuştu. Tarifi imkansız bir anın içerisindeydi. 

Sevdiği, kalbine amade olduğu adam onu seviyordu. Hoşlantıdan çok daha fazlasıydı. İlişkilerini daha ileri boyuta taşıyacak bir itiraftı. Sevmek kutsal bir duyguydu. 

Hafızası sil baştan tüm kelimeleri alaşağı etmişti. Kirpiklerini dâhi kırpmaktan imtina ediyor, öylece Akif Karan'ı izliyordu. Koyu lâcivert, geceyi andıran irislerde saplı duran binbir duyguyu bizzat keşfediyordu. Adamın gözleri şefkatin yanına eklenen sevgi dolu ışıltılarla parlıyordu. Akrep, yelkovanı hızla ardı sıra takip ederken, Berceste bir şeyler söylemek istedi ancak tek kelime edemedi. Kelimelerin kifâyetsiz kaldığı bir andaydı. Ne hareket edebiliyor ne de konuşma yetisini kullanabiliyordu.

Akif Karan, Berceste'nin kahverengi göz bebeklerini saran halkanın genişlemesini, öpüşüyle kızarmış ve örselenmiş olan dolgun dudaklarını sessizlik içinde kıpırdatışını izledi. Bir şeyler söylemek istiyor ancak engelleniyor gibiydi.

Kadının incecik belini saran elini sırtında usulca hareket ettirip kazağın yumuşak dokusundan dâhi yoğun sıcaklığı hissedebiliyordu.

Zaman kum saatindeki incecik kumların akışıyla eş zamanlı ilerliyordu. Berceste güçsüzce soluğunu üflerken elinin birini Akif Karan'ın göğsüne, kalbinin tam üstüne yaslayarak avuç içini bastırdı. Omuzlarından göğsüne dökülen, ipek parlaklığında ve yumuşaklığındaki narin saçları Akif Karan, büyük elinin kemikli sırtıyla okşadı. Şefkatle dokunuyor, tellerinin kırılmasından endişe ediyordu.

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin