2.Bölüm: Karşılaşma

26.9K 966 40
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar 🍁

***

" Karşılaşma"

Odamın kapısını sanki başkasının odasına giriyormuş gibi bir çekingenlikle açtım. Her şey değişmişti ama hiçbir şey de değişmemiş gibiydi. Odam aynıydı ama ben farklıydım, hissettiklerim farklıydı. Tanıdık bir yabancıydı artık her şey.

Bembeyaz duvarlar, yeşil yatak örtüsüyle aynı odaydı işte. Odanın içinde büyük bir kıyafet dolabı, yanında da yıllarca biriktirdiğim, çok sevdiğim kitaplarla dolu bir kitaplık vardı. Küçük bir masa ve masanın karşında fotoğraflarla dolu bir ayna.

Dolapların içinde hala kıyafetlerim olduğu için ihtiyacım olanları alıp banyoya girdim. Uzun bir süre suyun altında kalıp rahatlamak istedim ama hiçbir şey kalbimin arsız atışlarına engel olmuyordu. Geri dönmek bütün yükler tekrar hatırlatmıştı.

Kendimi daha fazla düşüncelerle yormadan üzerimi giyinerek, kahvaltı için aşağı indim. Babam yine her zamanki gibi baş köşeye oturmuş, yanında annem ve annemin karşısında babamın sağ tarafındaki ilk sandalyeyi ise benim için boş bırakmışlardı. Yanımda, Emir abim ve şu anda burada olmasa da tam karşısına Asaf abim oturuyordu.

Masaya oturduğumda babam uzun zamandır bu anı bekliyormuş gibi özlemle gözlerini üzerimden ayırmadan konuşmaya başladı.

“Nasıl geçti sınavlar?” diye sordu önüne peynir alırken. Onun peynir sevgisini hatırlayınca güldüm.

“Bilmiyorum, umarım güzel gelmiştir.” Son zamanlarda Bursa’ya geri döneceğim için huzursuz olduğum için bazı şeyleri idrak edemiyordum. Bunun başında da sınavlarım vardı.

“Kesinlikle güzel geçmiştir. Endişe etme.” Dedi benden, benim kendimden bile emin olmadığım bir şekilde.

Tabi Emir abim babamın beni övmesini duyup durur mu? Durmaz, hemen lafa karıştı.

Babama bakarak, “Nerden biliyorsun?” diye sordu bana sinsi bir bakış atarak.“Belki de kalacak.”

Babam yine abimi sinir eden bir sesle, “Benim kızım çalışkandır, yapar," dedi. "Ha, yapamadı mı, o zaman da canı sağ olsun.” Dediğinde bir de bana göz kırptığında mutlulukla gülmeye başladım. Tabi şımarıkça abime bakmayı da ihmal etmedim.

Abim yine istediği tepkiyi alamamanın siniriyle ters ters bana bakarak ağzına bir börek soktu ve ağzı dolu dolu konuşmaya başladı.

“Tabi, kızın olunca ‘canı sağ olsun’. Ama bize gelince ‘kalırsan eve gelme.’Where is the adalet?” diye bir anda yükselince gülmemi durdurmak için elimi ağzıma kapattım.

Babam, gözlerinde küçümseyici bir bakışla abime baktıktan sonra bana çevirdi bakışlarını. “Bir tane İngilizce cümle öğrenmiş ya, her an söylüyor” dediğinde artık kahkahalarımı durduramıyordum.

Babam abimle uğraşmayı o kadar çok seviyor ki, aynı şekilde ben de onun abimlerle uğramasına bayılıyordum.

Abim, sanki kalbinden bıçaklanmış gibi, ağzı dolu dolu donup kaldı. Hepimiz bu haline daha çok gülmeye başladığımda hepinize ona ihanet etmişiz gibi tek tek bakarak ayağı kalktı. “Ben...” dedi ağlamak için kendini çok zor tutuyormuş gibi burnunu çekerek. “ Adaleti, çok adaletsiz bir evde arıyormuşum.” Hiç birinize bakmadan masadan kalkıp, evden çıkmak için ayakkabılarını giymeye başladı. Kalkmadan önce de eline bir börek daha almayı ihmal etmedi.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin