18.Böüm: Sevmek Yeter Miydi?

7.1K 275 20
                                    

Keyifli okumalar 🖤

Oy vermeyi ve yorum yapmayı.

***

18•Bölüm:Sevmek Yeter miydi her şeye?

"Nereye gidiyoruz?"

Kabaca "sana ne lazım?" Dediğinde şokla ona baktım.

Gözlerini yüzüme çevirip, yüzünün halini görünce gülmeye başladı.

"Dedin ya bir şeyler alacağım diye, ne lazımdı? Ona göre bir yere gidelim."

"Hım..."

"Hı hı..." Diye beni taklit etti.

"Alamam gereken çizim malzemeleri var. Onları alabilecek bir yere gidelim." Ona yolu tarif etmek için döndüğümde, navigasyona adres yazdığını gördüm. Anlamsızca ona baktım. Ankara'daki yerleri nasıl biliyordu ki?

"Sanki," dedim anlamsızlığı dile getirerek. "Daha önce defalarca gelmiş gibisin, Ankara'ya."

"Geldim," dedi arabayı park edip, yüzünü bana doğru çevirdiğinde. "İş için."

Tabi iş içindi. Aklıma gelen ihtimaller için olmazdı değildi. Saçmalıktan ibaretti bütün kafamda dönen saçmalıkları.

Arabadan inerken ne kadar salak düşünceler içine girdiğim için kendime saydırıyordum. Bazen her şey etrafımda oluyor gibi hissediyordum.

Alacağım malzemeler her yerde bulunan şeyler değildi. Bu yüzden Ankara'ya ilk geldiğimde bulmak için çok uğraşmıştım. Şimdi ise Serdar'ın nerde olduğunu hemen bilmesi tuhaf gelmişti. Daha önce defalarca gelmiş olabilirdi ama bu malzemelerin nerde bulunacağını bilmesi anlamına gelmiyordu. Neyse umurumda değildi.

Elime bir sepet alıp, gezinmeye başladım. Alacağım her şeyi tek tek incelediğim için alışveriş saatler sürdü. Bir süre sonra ben ne istediğimi söylemeyi, Serdar'da almaya başladı. Ve bu konuda benden çok daha hızlı olması sinir bozucuydu.

Elimdeki kalemleri incelerken bir anda elimden çekildiler ve yerine başka kalemler yerleşti.

"Bunlar daha iyi," dediğinde elimden aldığı kalemleri tekrar alıp, verdiği kalemleri ona geri verdim.

"Hayır, bunlar daha güzel."

"Öyle diyorsan... öyledir. Sonuçta ben mimar olabilirim ama sen mimarlık öğrencisisin. Benden daha iyi biliyor olabilirsin."

"Aynen öyle. Sen yaşlanmış olabilirsin," dedim beni bozduğu için onu da bozarak. "Sonuçta yaşlı insanlar unutkan olabilir."

"Sen öyle diyorsan," dediğinde biraz üzülsem de geri adım atmadım.

Tamam, birazdan daha fazla üzülmüş olabilirim. Bu yüzden onun seçtiği kalemleri de sepete attım. Dudağında, küçük bir gülümsemeyle beni izlediğini fark ettiğim halde görmezden geldim.

Kasaya geçip ödemeyi yapacaktım ki, kafamın üzerinden bir kart uzatıldı. Başımı ona doğru çevirdim.

"Hayırdır," kartı gözlerimle işaret ederek "bu ne?"

"Sana hayırdır. Sen ödemeyeceksin herhalde."

"Ah," dedim sanki hatayı ben yapmışım gibi utançla. "Haklısın tabi, kendim için aldığım şeyleri nasıl öderim öyle." Elini itip, "uzaklaş," dedim kızınca.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin