24.Bölüm

7.7K 267 10
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar 🍂

***

Göz kapaklarımı tehdit eden gün ışıkları hadlerini gerçekten bilmiyordu. Beş dakika uyuyacağım hemen üzerime saldırın tamam mı?

 Sakın rahat bırakayım demeyin. Sanki güneş içimden söylediklerimi duymuş gibi daha parlak olmaya başladığında gözlerimi açmadan ofladım. Bir güneş eksikti beni kara listeye almayan, o da aldı tama oldu. Bir daha ofladığımda kulağıma bir gülme sesi geldi.

Tek gözümü aralayıp sesin nerden geldiğine baktığımda, Serdar’ın yüzüme bakarak güldüğünü gördüm.

“Ne oldu?” dedim sinirle. Sabahları enerjik insanlara acayip sinir oluyorum ya. “Neden gülüyorsun sabah sabah?”  

“Ne olsun, daha gözlerimi açmadan neden oflayıp pufladığını anlamaya çalışıyorum.”

Onu daha fazla merakta bırakmadan “Güneş,” dedim. “ Beni kara listeye almış.”

Gümlememeye çalışarak “Allah Allah nasıl oldu o, ve sen nasıl öğrendin?”

Tek gözümü aralayıp pencereyi gösterdim ardından tekrar kapattım. Uykum bölünmesin daha fazla diye. Zaten bölündü de işte benimki boşa çaba.

“Ankara’da sabah sabah, bu ilk baharda bu kadar sıcak bir güneşin tek açıklaması bu da ondan.”

Bir anda yanağımın üzerine sert bir darbe aldığımda panikle gözlerimi araladım.

“Ne oluyor ya?” diye bağırdığımda yerimden doğrulmaya çalışıyordum. Tam o anda çıplak olduğumu fark ettim. Ve nedenleri zihnimde şu anda tekrar yaşıyormuşum gibi oynamaya başladı.

O anda Serdar bir kez daha beni öpmese muhtemelen salaklık edip yüzümü yorganın altına saklamaya kalkışacaktım. “Sen hayırdır?” dedi bu utangaçlığımdan bin haber. “Ne bu tatlı huysuzluk?”

Dudaklarımı aralayıp zaten ısıra ısıra bitirdin diyecektim ki, benim de yaptıklarım geldi aklıma da ustum.

“Bir de ne sabahı, öğle oldu. Bütün gün uyudun uykucu.”

Yataktan nasıl kalkacağımı düşünürken “Saat kaç ki?” diye sordum.

“On iki oldu bile. Hadi kalk, kahvaltı hazırladım.”

“Tamam,” dedim gittikçe kısılan bir sesle. “Sen git ben giyip geliyorum,” dediğimde bakışları sıkı sıkıya kavradığım yorgana takıldı ve tekrar gözlerime çıktı. Gözlerinde beliren bakışla elimdeki örtüyü daha sıkı kavradım.

Ayağı kalkıp dolaba doğru ilerlemeye başladı. Dolaptan elinde bir tişört alarak bana doğru geldi. Yerimden doğrularak ona baktım.

Yatakta karşıma geçti. Tişörtünü başımdan geçirdi ve saçlarımı da tişörtün üzerine aldığında rahatlayarak yorganı bıraktım. Saçımı kulağımın arkasına yerleştirdiğinde yüzümü ona doğru kaldırdım. Kendime engel olmadan gülümsedim. O da gülüşümden öptüğünde garip bir utangaçlıkla gözlerimi kaçırdım.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuWhere stories live. Discover now