3.Bölüm:Acı Hevesler

24.8K 901 41
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar 🍁
***

"Acı Hevesler"

Boğazımda dizilen bir düğüm vardı. Ağlayıp onu çözmek istiyordum ama onu bile yapamıyordum şu anda. Biliyordum onların birlikte olduğunu ama bilmek yetmiyordu, gördüğümde yaşadığım acıya engel. Sırf bu görüntüyü görmemek için değil miydi yılardır bütün kaçışım ama yine de görmek zorunda kalışım. Ve ben bu acıyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum.

Herkese, her şeye kızgındım. En çok da körleştiğini zannettiğim duygularımın onu gördüğü anda eskisinden çok daha da çoğaldığını fark ettiğimde, kendime.

Kendime, gururuma, hayatındaki kadına ihanet ettiğimi bildiğim halde gözlerimi ondan ayıramıyordum. Sanki yıllarca kör yaşamışım da gözlerimi onunla açmışım gibi bir heyecanla, bir açlıkla izliyordum suretini.

Değişmişti. Yüzünde eskisinden çok daha sert bir ifade taht kurmuş, hiç kimseye açılmayacak bir set çekmişti oraya. Üzerinde, işten çıkıp direkt buraya geldiğini belli eden siyah takım elbisesi vardı. Öyle çok yakışmıştı ki ona, gözlerimi ondan ayırmak istemiyordum.

Ama en çok gözleri değişmişti. Gözlerinde tuhaf bir ifade vardı. Anlamadığım, belki de anlamak istemediğim bir ifade, bir acı. Aynı şekilde bakmıyordu bana. Sanki ona umut verip, başka biriyle ben nişanlanmış; ona ben ihanet etmişim gibi öfke ve hayal kırıklığı vardı bakışlarındı. Ama arabadan inip yanına gelen kadını görene kadar sürdü bu düşüncem. Fark ettirmeden tırnaklarımı avucuma batırdım.

Ahu onun nişanlısı. En azından bu zamana kadar nişanı yaptıklarını düşünüyorum. Güzel bir kadındı Ahu. Sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Üzerine tam oturan mavi elbisesi çok yakışmıştı fiziğine ve yanındaki adama. Bu farkındalık kalbimi kaldıramayacağım bir yük yüklemiş ağrıtmaya başladı.

"Leyla," diye konuştu Ahu, sesindeki ifadesizlikle. "Hoş geldin." Ama keşke gelmeseydin cümlesini sadece ben duydum gözlerinde. Gözlerinde alev alev yanan bir kıskançlıkla parladı.

Gülmek ya da ona bu bakışın nedenini sormak istedim. Oysa bir zamanlar gözlerimden tanırdı beni. Şimdi ise yabancı ve bir düşman.

Sadece başımı salladım. Boğazımda dizilen ama söylememem gereken cümleler konuşmama engel oluyordu. Bakışlarımı ne kadar uzak tutmak istesem bile engel olamadan ona tutunuyorlar.

Bakışları, üzerime doğurtulmuş bir silahtı. Üstelik nişan almasına bile gerek yoktu kalbimden vurmak için.

Dudaklarını aralayıp "hoş geldin," dediğinde ağzımı açıp kapattım. Konuşamıyor, nefes alamıyordum. Aylar, yılar sonra sesini duymak bende yarattığı zelzeleyi bir tek ben biliyordum. Sonunda dudaklarımdan kısık bir sesle "Hoş buldum" çıktı sadece.

Gözlerini kaçırmadan beni izliyordu. Ve ben ona bakmayı bırakacak kadar güçlü değildim. Hiç olmamıştım. Hem bu yüzden değil miydi bütün kaçışım? Onu sevdiği kadınla görmemek, yaşadıkları mutluluğa ortak olmamak için. Ben sevdiğim adamı, kiminle mutluysa onunla olsun diyecek kadar güçlü değildim. Aksine çok korkaktım.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuWhere stories live. Discover now