20•Bölüm: Yeni Bir Başlangıç

6.7K 229 12
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🍁

Keyifli okumalar 🍂

***
"Yeni Bir Başlangıç"


İnsan başına ne gelirse gelsin sevdiğinde vazgeçemiyor mu yoksa ben çok mu aptalım?

 Çürük bu kadar acıya rağmen hala onunla olmak istememin açıklamasını bulamıyorum. Onun suçu vardı, hem de çok. Ama asıl suçlu hiçbir zaman o olmamıştı.

Dolabın kapağını kapattığımda aynadaki yansımamla göz göze geldim. Sanki dün gecenin direnişinin nişanlarını kapattığım halde ortadaymış gibi elimi boynuma sarıp saklamak istedim.

Dün ne yaşadığımı hatırlamıyordum. Sadece bölük bölçük, can acıtan anlar vardı zihnimde oynayan. Bana geleceğini söyledikten sonra arayıp gelmeyeceğini söylemesi, sonrasında arkadan duyduğum bir kadın sesini Ahu sanmam sanki beni tutan son ipi de kopartıp yere çakılmama neden olmuştu.

Bu olay bana aslında ne kadar yaralı olduğumu göstermişti. Aynı şekilde Serdar’da. Basit bir şeyler yaşadığımı zannediyordum -her ne kadar çok basit olmasa da- ama dün hissettiğim acı, aslında hiçbir şeyin söylendiği, düşünüldüğü gibi kolay olmadığını göstermişti. Yaşadıklarım sanki içimde birikmiş de bir anda ortaya çıkmaya karar vermiş gibiydi.

Ve bu Serdar’ın ilk kez gerçekten sadece bizim için bir şeyler yapmaya itti. İlk kez ailesini değil de beni seçmişti. Her ne kadar ailesini bırakmasa da -ki bunu asla istemem- Kendi yaralarımızı, yaralarımı tamir etmek için zamana ihtiyacımız vardı. Ve bu zamanda sadece biz olmalıydık.

Bu nedenle Serdar Ankara’da yaşamaya karar vermişti. Bunu daha önce düşünmüş ama dün yaşadığımız olaydan sonra çok daha erkene çekmişti. Bu tabi ki artık burada yaşayacağımız anlamına gelmiyordu ama kendimizi toparlamamızı -özellikle ben- kendimize, ilişkimize zaman ayırmamıza çok iyi gelecekti.

Bu nedenle de bu gün Serdar’ın kalacağı evi düzenliyorduk. Aslında o kadar fazla bir şey yoktu. Ev içinde temel eşyaları barındırıyordu zaten. Serdar sadece kişisel eşyalarını getirmişti. Temeli bir durum olmasa da ona bir kaç ay yetecek kıyafet getirmişti. Benim okulumun bitmesi ve Serdar’ın Ankara’ya gelmesini sağlayan proje bitene kadar burada yaşatacaktık. Bu durum bizim için iyi olmasını diliyordum. Her ne kadar içimden geçirmek bile acı verse de bu son şansımızdı. Bir kez daha beceremezsek artık geri dönüşü olmayan bir yol ayrımına girecektik.

Girmek zorundaydık. Daha fazla zorlamak sadece daha fazla acı verecekti.

Ayrılık düşüncesi zihnimde gezinmeye başladığında belime dolanan kollarla, bir yandan irkildim bir yandan da kim olduğunu bildiğim bir iç güdüyle arkamdaki bedene yaslandım.

Kolların belimi sardıktan sonra çalıştığım için topladığım saçlarımdan açığa çıkan boynuma dudaklarını bastırdı. Tam o sırada dün kriz sırasında çizdiğim yere denk düştü dudakları.

Huylandığım için gülerken, bir yandan boynumu ondan saklamaya çalışıyordum. Son kez boynuma derin bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerini dolabın aynasından yansıyan gözlerime çevirdi. Ardından uzanarak kaptığım dolabı açarak bir süredir uğraştığım kıyafet yığınlarını çevirdi bakışlarını.

“Nasıl olmuş?” diye sordum düzenlediğim kıyafetleri elimle göstererek.

“Çok güzel olmuş,” dedi dudakları bu kez giydiğim elbise yüzünden açığa çıkan omzumu öperken. “Hem sen yaparsın da güzel olmaz mı?”

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang