13•Bölüm:Yüzleşme

9.4K 310 8
                                    

Bölüm şarkısı; Toygar ışıklı, Korkuyorum

                                              13•Bölüm:Yüzleşme

*Geçmişten bir kesit.

Üzerimdeki kıyafeti sanki kırışmış gibi bir kaç kere düzeltip evden çıktım. Elimde, ilk kez annemin zoruyla değil de kendi ellerimle yaptığım portakalı kek vardı.

Her ne kadar güzel yapsam da sadece canım yapmak istediğinde güzel oluyordu. Çünkü içine sevgimin, hevesimin, heyecanımın girdiğini düşünüyordum. Ama istemediğim zaman yapınca, içine nefretimin girdiğini ve kötü olduğunu düşünüyor ama bunu bir türlü anneme anlatamıyorum. Ama bu gün muhtemelen çok güzel olmuştu. Hatta şu ana kadar yaptığım en güzel kek olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok heyecanlıyım.

Bugün Serdar’lar sonunda mahalleye taşınıyorlardı. Abim, onlara yardım etmek için evden erkenden çıktı. Ben de bütün heyecanımı kattığım bir kek yapmak için kahvaltıdan sonra mutfağa girmiştim.

İçim içime sığmıyordu. Nedenini anlamadığım bir şekilde kalbim sürekli kalp krizi geçiriyor gibi atıyordu. İlk kez böyle oluyordum. Ve bu beni çok korkutuyordu. Ama yine de kalp krizimin nedeni olan adamı görmek için deli gibi bekliyordum.

Bizim sokağı aşıp, Serdar’ların  evinin bulunduğu sokağa vardığımda duyduğum sesle irkilp, arkamı döndüm.

“Leyloş, nereye böyle heyecanlı heyecanlı?”

“Ay, Ahu ödümü kopardın. Ne bağırıyorsun?”

“Ben bağırmadım, sen başka alemdesin. Nereye böyle?”

“Abimin arkadaşı,” arkamı dönüp Serdar’ların tuttuğu evi gösterdim. “Buraya taşındılar, onlara yardım etmeye gidiyorum.” Üzerinde giydiği elbiseyi gösterip, “sen nereye gidiyorsun?” diye sordum.

“Arkadaşlarımla buluşacağım. Hem” gözlerini kısıp bana bakarken “sen neden bu kadar heyecanlısın ki?” Diye sorduğunda parmak uçlarımda yükselip, saçlarımı geriye atarken “hiçççç öylesine” dedim ç’leri uzatarak. 

“Hım, öylesine kek yapmışsın,” elini uzatıp kabı açacakken ondan uzaklaştım. Gözlerini kısıp giydiğim kıyafetleri süzüp “öylesine de süslenmişsin yani?”

Gülüşümden bile öylesine olmadığını anlayacağı bir tavırda “hı hı öylesin” dedim.

“Hadi bakalım, alırım senin ifadeni akşam buluşunca.”

“Sanki şüpheliyim, ne ifadesi kızım?”

“Senin suçun, birini etkilemeye çalışırken benim haberimin olmaması. Neyse, şimdi gitmem gerekiyor, akşam keseriz cezanı Elif’le.”

Yürümeye başladığında “görüşürüz” deyip arkamı dönüp, yürümeye devam ettim.

Evin önünde duran, nakliye aracını geçip kapıyı çaldığımda kalbim deli gibi atıyordu.

Kapı açılıp, Ceren göründüğünde “Merhaba” dedim.

Ceren ve Rana ablayla evi görmeye geldiklerinde tanışmıştık. Serdar, her ne kadar evi beğense de kızların da fikrini almak istemişti. Ben de bu sırada onlarla tanışmıştım. Tabi ki bana dayanamayıp, hemen kaynaşmıştık.

Ceren, “Leyla, hoş geldin.” Dediğinde samimiyetle “asıl siz hoş geldiniz,” Dedim. Elimdeki kek kapını ona uzatıp, “bu da hediyeniz,” dedim gülerek.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin