14•Bölüm: AYRILIK

8K 316 16
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

,,,,

14.Bölüm: Ayrılık

                                                                 .                                        Geçmiş...

 Nefesim bir buhar gibi havaya süzülüyor, buz gibi soğuk bütün vücudumu donduruyordu.

Bu gün tam bir yıl olmuştu Serdar’ların mahalleye taşınalı.

Artık üniversiteye gidiyordum. Eskiden Ankara’ya teyzemin yanında okumayı düşünüyordum ama gidememiştim. Serdar’ı bırakıp gidememiştim. Ya da ona bu kadar uzak olmaya katlanamamıştım.

Aramızda ne olduğunu bilmiyordum. Ama bir şeyler varmış gibiydi. Sanki adı konmayan bir ilişkinin içindeydik.

Birbirimizi kıskanıyor, sürekli bir araya gelmeye çalışıyorduk. Sadece tek bir adım, son bir durak kalmıştı o yola girmeye. Bazen acaba ben mi abartmıyorum her şeyi diyorum? İçimde bir ağrı yükseliyor, aslında her şeyin sadece benim hayal dünyam olduğunu fark ederim diye çok korkuyordum.

Ama öyle bir bakıyor, öyle bir gülüyor ki bana, tamam diyorum sadece ben değilim geceleri onu düşleyen, o düşlerin gerçek olması için dualar eden. Elini tutmak için deliren, ona bakarken aklımı kaybeden sadece ben değildim. Umarım sadece ben değildim.

Hızlıca arabadan inip, kafenin içine girdim. Burası bizim mahalledeki bir kafeydi. Haftada bir toplanıp sohbetler ediliyor, yemekler yeniyordu. Bu toplanmalar uzun zamandır var olsa da ben on sekizime girdiğim zaman gelmeye başlamıştım. Böyle bir kural vardı.

Bu gün benim yüzümden geç kalmıştık. Bu yüzden abimler arkamdan gelirken söyleniyorlardı. Bunlar da sürekli söyleniyordu canım ne yapayım. Tabi erkek milleti nerden bilsin bir eyelinenin yarım saat sürdüğünü. Öyle yüzlerini yıkayıp çıkıyorlar, belki de onu bile yapmıyorlardı. Kadınların çektiklerini nerden bilsinler.

Kapıyı açıp kafeye girdiğimde herkes bir ağızdan geç kaldığımızı söylenmeye başladı. Bir anda  “merhaba,” diye bağırdım. Bir anda sessizlik oldu. Abimler arkamdan geçip, sandalyelere otururken herkesin gözleri üzerindeydi.

“Kusura bakmayın,” dedim isterseniz bakabilirsin de tonunda. “Assolistler en son gelir.”  Diyerek saçlarımı geriye atıp gülerek Elif’in ve Ceren’in ortasına oturdum.

Geçerken beni yakalayıp vurmaya başladıklarında gülüyordum.

Üzerimdeki kabanı çıkartırken kızlara bakıyordum. Ceren ve Ahu ile koyu bir sohbete tutuşmuşlardı. Ne ara bu kadar samimi olduklarını bile anlamıyordum. Ben masaya otururken Elif ayağı kalkıp lavaboya gitti.

Yan tarafımdan bir anda Ali abi kulağıma eğildi. “Rana neden gelmedi?” diye sordu Ceren’e sormak yerine bana sorarak.

Ali abi bence, yüksek ihtimalle, kesinlikle Rana abladan hoşlanıyordu. Ve Rana abla da ondan hoşlanıyordu bence. Çünkü şu anda gözlerindeki çocuksu beklentinin başka açıklaması yoktu.

Ben de ona yaklaşıp, “Hamra teyzenin yanına kaldı, biraz rahatsızmış sanırım,” dedim üzüntüyle. Bir böyle ortamlarda bir araya gelebiliyorlardı. Onda da ne hikmetse Hamra teyze sürekli rahatsız oluyordu. Aklıma Ali ve Rana abla arasındaki olanları fark edip, onları bir araya getirmek için böyle yaptığı geliyordu. Neyse şimdi müstakbel kayınvalidemin günahını almayayım. Belki gerçekten de hastaydı, yersen.

CANŞİKAR (Öldürücü, Sevgili) Mahalle kurgusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin