12- Beyaz Kuğunun Ebedi Aşkı

816 93 46
                                    

Ruelle- The Other Side

Bölüm yakınlaşma sahnesi içermektedir.

                               🦢🦢🦢

Çok geçmeden zil çaldı. Karan kapıya bakmak için ayaklandı. Mine de onun Karan'ın en yakın arkadaşı olduğunu bilerek oturuşunu düzeltip üzerine baktı. Okuldan geldiği için fazla sıradan ve spordu. Buraya hazırlanarak daha şık gelmeyi isterdi. En azından saçını açsa iyi olurdu. Bu nedenle Karan kapıyı açmaya gittiğinde saçındaki tokayı çözdü. Niyeti Cemil'e değil, Karan için, Karan'ın bir yakınına daha güzel görünmekti.

Karan peşinde Cemil ile içeriye girdi. Heyecanlı bir gülümsemeyle koltuktan kalkan genç kızın turuncu saçlarının açılmış, hacimle dalgalanarak omuzlarına döküldüğünü gördüğünde kaşlarını çattı. Az önce saçları topluydu. Cemil için mi açmıştı?

"Merhaba," dedi Mine ince sesiyle genç adama selam vererek. Cemil başını salladı. Bilerek yakınına gidip kıza elini uzatmadı çünkü bir parçası olduğu bu plandan zaten yeterince utanıyordu. Her şeyden haberi varken acımasızca Mine'nin gözlerine bakmaktan çekiniyor, orada göreceklerinden korkuyordu. Arkadaşının kalbinin gerçekten kayıplarının acısıyla uyuştuğunu anlıyordu çünkü sağlıklı olan hiç kimsenin böylesine kalp kırıcı bir kötülüğün içine girmeye razı geleceğini düşünmüyordu.

"Selamünaleyküm."

Bunun üzerine Mine de, "Aleykümselam," dedi. Cemil şaşırarak genç kıza baktı, dudaklarında hafif bir kıvrılma oldu. Mine de gülümsemesi genişleyerek tekrar yerine oturdu. Onu bir prenses gibi görüyor olabilirlerdi ama Mine sevgilisinin hayatına adapte olmayı kafasına koymuştu.

Karan sertçe boğazını temizleyerek odadaki varlığını hatırlattı.

"O elindeki ne kardeşim?"

"Ha bu mu," derken poşeti orta sehpanın üzerine bıraktı Cemil. "Elim boş gelmeyeyim dedim, köşedeki çiğköfteciden dürüm yaptırdım."

Karan gözlerini devirdi. Mine'nin evde ailesiyle çiğköfte partisi verdiğini hiç düşünmüyordu hatta yediğinden şüpheliydi. Doğrusu, Mine daha önce yememişti fakat Cemil söylediğinde bu çok sevdiği bir şeymiş gibi mutlu olarak teşekkür etti. Önemli olan ne aldığı değil, onunla tanışmaya gelirken bir şey getirme inceliğinde bulunmasıydı.

"Oturalım o zaman."

Cemil kendini buna hazır hissetmeyerek, "Ben bir ellerimi yıkayayım ya," dedi.

"Yıka kardeşim. Havluların yerini biliyorsun."

Cemil sırtını döndüğü gibi gözlerini devirdi. İçinden Karan'a sövmeye devam ederken dışından, "Biliyorum. Senin evin benim evim kardeşim," dedi üzerine bastıra bastıra. Ellerini yıkayıp mutfağın kapısından içeriye bir göz attı. Sahiden aşırı dağınıktı. Çok yoğun çalıştığı için eve yalnızca uyumaya geliyor, etrafa pek dikkat etmiyordu. Demek ki annesi bu yüzden artık evlenmesi ve hayatını düzene sokması gerektiğini söyleyerek başının etini yiyordu.

Cemil içeriye dönmeden önce Karan gergin duran Mine'nin dizine dokundu. Koltukta yan yana oturuyorlardı. Mine bu sayede biraz rahatlamıştı fakat kendini doğru bir şekilde tanıtmak için çok hevesli olduğundan hala çekingenliği vardı.

"Rahat ol. Cemil yabancı değil."

"Bu yüzden beni sevmesini istiyorum zaten."

Genç adamın, tepede avizesi olmadan yanan çıplak ampulün altında koyulaşan gözleri kısılarak hoşnutsuzca genç kızı süzdü.

Beyaz Kuğunun ÖlümüWhere stories live. Discover now